Kanser ya da Bir Astroloji Yazısı

 

KANSER ya da BİR ASTROLOJİ YAZISI

Ben kanser korkusundan nasıl kurtuldum biliyor musunuz:  Kanserden kaçmanın çok zor olduğunu anladığımda..Yani  yiyecek, içecek, giyecek,çevre kirliliği, sigara v.s  her şey kanserojen olabiliyordu.Göğüs kanserinden kaçsan, bağırsak sırada idi, yok olmadı buyrun akciğer verelim v.s. Bir gün dedim ki kendime :  dünyada 5 kişiden biri kanserden ölüyorsa, bundan kaçmaya çalışmak abes.. Hep mercimek, patates ,bulgur yiyerek dağ başında yaşayabiliyor musun? Hayır. Zaten o zaman da soya çekim yakana yapışabilirdi.

Yüzde seksenlik bir olasılıkla uğraşıp kendimi gereceğime, unuturum o konuyu dedim.Böylece ironik bir şekilde “stres” gibi belki en başat kanser nedeninden kurtuldum.

Şimdi ben bu yazıyı kanser için mi yazdım sanırsınız, hayır.. Bu bir astroloji yazısı olacak.

 Daha önce, tutulumların nasıl tetiklendiğinden bahsetmiştim , hatırlayanlar için, biliyorsunuz…Öner Hocamın sözleriyle tutulum noktası, gökyüzünde çentik atılmış gibi bir iz bırakıyor ve oraya rastlayan her güçlü açı, kavuşum ,  giderek hafifleyerek , tutulma anının etkisini bize tekrar yaşatıyor. Tabii bu tetiklenme anındaki , yeni  yeni etkilere ilave olarak.

Her sene en az 2 şer tane güneş ve ay tutulması yaşıyoruz. Ay tutulmaların etkisi aylarca, güneş tutulmaların etkisi yıllarca sürebiliyor. Yani bir tutulmanın etkisi bitmeden diğeri geliyor.

Bu arada bizim kişisel haritamızın döngüleri devrede..Yani transitler..   Günlük gökyüzü hareketlerinin bizim doğum haritamıza yaptıkları etkiler.. Sonra ağır hareket eden gezegenlerin uzun dönemlere yayılan kavuşum, dik açı ve karşıt açı halinde dansları..

Bunların arasına serpilmiş hızlı ve daha hızlı gezegenlerin daha kısa süreli olumlu-olumsuz etkileri…Yeni aylar- dolunaylar- balsamik dönemler.. Dahası da var da burada kesiyorum.Tabii ülkeler, şirketler için de durum aynı..Bir başlangıcı olan her şey buna dahil..İlişkiler, eğitim, evlilik v.s..

Şimdi bütün bunların şaşmaz bir şekilde tespiti mümkün, ama bu üstüste yığılan etkilerin sentezi üzerimizde nasıl tecelli eder(ortaya çıkar)  net olarak bilinemez.

O nedenle astroloji de her yorum biraz  hatta birazdan fazla eksik olmak durumundadır.

Bu astrolojinin önemini azaltmaz bence..  Çünkü astrolojinin bunca komplike yapısının  saat gibi işlemesi  yaratıcı büyük zekanın varlığını kanıtlar.. Adına her ne derseniz deyin.. O, toplam etkinin sonucunu bilir ve ihtiyacımız olan deneyimleri bize yaşatacak bir yaşam için en uygun noktada hayata getirir bizi.. Biz o anın fotoğrafına  kişisel horoskop diyoruz..

Beni Allaha en çok yaklaştıran ilk sistem olmuştur astroloji.. Bir ara sistemdir ve evrensel zihinle birleşebilmek için araç olarak kullanılabilir..

Yani astrolojinin çalıştığına ikna olursanız … Ruhun, kaderin , sevginin ve nihai olarak her şeyin birliğinin  de idrakine giden yoldasınız demektir..Ya da ben bu taraftan başladım..Önce inançla başlayanlarla da eğer astrolojiye yönelirlerse bir noktada karşılaşır ve selamlaşabiliriz diyorum…

Şimdi durdum ve astroloji programımı açtım..Bunları neden tam da bu anda yazmışım çok öne çıkan bir  işaret var mı,  görebilmek amacıyla..Gökyüzünde ay 26 derece Kova burcunda… Bilin bakalım, benim doğum haritamda ay nerede.??  Bingo!  26 derece Kova… 

 Ay  etkisi haritalarımız üzerinde çok güçlü ama kısa sürelidir.Çünkü Ay en hızlı hareket eden gökyüzü cismidir…Haritamızda, duygularımızı ve bilinçaltı arzularımızı, bizi besleyen şeyleri belirtir.Kova burcunda ay, bireyselliğini kaybetmeden , birliği ve evrenselliği kavrayabilmeyi getirir..Kova burcu  Astroloji ile doğrudan bağlantılıdır. Bu demektir ki ben astroloji ile besleniyorum. Eh bunu da beni tanıyan herkes bilir. Bu etki doğal olarak,  ay benim ayımın üzerinden geçerken , en güçlü noktasına ulaşıyor.

İşte yazımın başından beri söylemeye çalıştığım buydu. Büyük zeka, koskoca bir bilgisayar kurmuş. Sistem herşeyi içinde barındırıyor.Kolay yürünen patıkalar var dolambaçlı yollar var..Önemli olan  “AN” da kalıp her yolun eşsizliğinin farkına varmak ..Bizim için, sadece bizim biricik yolumuzu mümkün kılan “AN “da bu dünyaya geldik..Tüm yaşamımız o anı tekrar tekrar farklı etkilerle yaşayarak geçiyor. Ne muhteşem bir macera değil mi??

3.5.2013 Saat : 13:52 İst.