Dün ilkini yayınladığım yazımın ikinci bölümünde tekrar birlikteyiz. Yazının ilk bölümünü henüz okumamış olanlar aşağıdaki linki ziyaret edebilirler.
http://www.astrolojiokulu.com/makale.php?MID=3376
Gerçekçi olmalıyız!
Önümüzdeki dönem için iyimser senaryolar üretmek yerine gerçekçi olmamız gerekiyor. Astrologlar, dönemsel enerjileri değerlendirirken gezegenlerin burçlardan geçişlerini de göz önüne alırlar. Önümüzdeki sürecin başrol oyuncularından biri olan Satürn 23 Aralık 2014 tarihinde Yay burcuna geçiyor. Dünya astrolojisinde Yay burcu global anlamda iyimserlik, gelişme ve genişleme arzusu ile ilişkilendirilir. Bu burca geçiş yapacak olan Satürn gezegeni ise gerçekçi olmayı, kötümserliği, kendine ve koşulara çeki düzen verme ve daralma prensibini temsil eder. Satürn’ün Yay burcundan geçiş süreci Aralık 2017’de tamamlanacak. Satürn’ün Yay burcundan geçiş süreci (2015-2017) politik ve ekonomik anlamda ayaklarımızı yere basmamız, gerçekçi olmamız gereken bir zaman dilimine girmekte olacağımızı gösteriyor. Büyümenin duracağı, daralmanın başlayacağı bir sürece giriyoruz.
Önümüzdeki sürecin başrol oyuncularından bir diğeri olan Jüpiter 2015 yılının Ağustos ayına kadar Aslan burcunda hareket ediyor olacak. Dünya astrolojisinde Aslan burcu kendine güven ve yüksek beklentilerle, iyi yaşama arzusu ve bunu sağlamak için gerekli riski alma güdüsüyle ilişkilendirilir. Jüpiter de Aslan burcuna benzer nitelikler taşıdığı ve geleceğe yönelik iyimserlik ve umut beslemeyi ifade ettiği için, Jüpiter’in Aslan burcundaki ilerlemesini tamamlayacağı 2015 yılı Ağustos ayına kadar piyasaların henüz büyümeye yönelik eğilim göstereceğini, ticari piyasanın ve borsada işlemlerin henüz hareketli olacağını tahmin edebiliriz. Ama Ağustos ayında Jüpiter’in Başak burcuna geçişiyle birlikte, gerçekçi ve hesaplı olma gerekliliği kendini belli etmeye başlayacak.
Ekonomik kriz ne zamana kadar sürecek?
2016-2020 yılları arasında yaşanacağını öngörebileceğimiz muhtemel global finans krizi döneminin ardından, yeni bir ekonomik döngüye giriyor olacağız. 2020 sonlarında devreye giren bu yeni döngünün neler getireceğini 2021 yılında görmeye başlayacağız muhtemelen. Yeni bir ekonomik düzen oluşacak ve bunun oluşabilmesi için belki de mevcut ekonomik sistemin çökmesi gerekiyor. Bu bağlamda en dikkat çekici yıllar 2019-2020 olarak görülüyor!
Belki de hakikaten kapitalizmin sonlarına gelmiş olabiliriz. Şimdilerde Balık burcunda hareket eden Neptün, bundan bir döngü evvel, 1848 yılında Balık burcuna geçiş yapmıştı. O yıllar, Marx, Engels gibi kişiler tarafından kapitalizmin krize giriş dönemi olarak nitelendiriyorlardı ve bir çeşit dünya devrimi dönemi olarak görüyorlardı. Neptün’ün Balık burcundaki geçişini tamamlayacağı yıl 2026. Bakalım o tarihe kadar ekonomik sistemler ne yönde değişecek?
21 Aralık 2020’de Jüpiter-Satürn ikilisi Kova burcunun ilk derecesinde kavuşum yapacaklar ve böylelikle yepyeni bir dönemi başlatmış olacaklar. Bu döngünün başlayasıyla birlikte materyalizmin sonunu ilan edecek, yüksek sosyal değerlerin önem kazanacağı bir sürece giriyor olacağız. Bu kavuşum Kova burcunun ilk derecesinde olacağından, sembolik anlamda insanın fikir ve görüşlerinin yepyeni ve taze bir başlangıç aşamasına geçişini gösterebilir. Yeni bir ekonomi dönemi!
2015 yılında toplum sağlığı çok önemli olacak!
Güneş aktivitelerinin minimumda olduğu dönemlerde sağlığımızın negatif yönde etkilenebileceğini yukarıda belirttiğimiz uzman görüşlerinde gördük. Eğer uzmanların belirttiği gibi güneş lekeleri iyice kaybolmaya başlarsa, bu hem soğumadan etkilenmemize ve hem de ekinlerin bundan etkilenmesi neticesinde gıdasız kalmamıza neden olabilir. Uzmanlar böylesi dönemlerde salgın hastalıkların arttığını söylüyorlar.
Jüpiter-Satürn-Neptün gezegenler arasında oluşacak geometrik açılar da fiziksel, zihinsel ve psikolojik sağlığımızın tehdit altında olabileceğini gösteriyor. Bu açı kalıbı anksiyete bozukluğu, kontrolü kaybetme kaygısı ve buna bağlı olarak panik ataklarda artışı işaret ediyor olabilir. Satürn’ün Yay burcundaki yerleşimi yaşam coşkusunun baskılanması ve depresyon ataklarıyla bağlantılıdır.
Satürn’ün Yay burcundan geçiş döneminde, ülke genelinde sağlık konuları bizi özellikle ilgilendiriyor. Çünkü Türkiye astroloji haritasında Yay burcu hastalık ve zayıflıklarla ilişkilendirilen alana denk düşüyor. 2015-2017 yılları arasında odaklanmamız ve çeki düzen vermemiz gereken en önemli şeyler: sağlık kuruluşları ve görevlileri, hizmet ve gıda sektörleri, memurlar, işçiler, hayvanlar ve hayvancılık. Evcimen hayvanların sağlığı ve hakları konusu da vurgu kazanıyor.
Tarıma ve toprak ürünlerine önem vermeliyiz!
Eğer gerçekten bir küresel soğuma olursa, tarım çok önemli hale gelecektir. Ve dönemsel transitler, bizim bu konuya hızlı bir şekilde eğilmemiz gerektiğini gösteriyor. Jüpiter’in Başak burcundan geçişine başlayacağı Ağustos 2015 sonrasında tarıma, toprak ürünlerine önem vermemiz ve korumamız gerektiğini daha iyi anlayacağız. Çiftçilik, tarım ve hayvancılık önem kazanacak.
2015 yılı Ağustos ayında Başak burcuna geçiş yapacak Jüpiter, ülkemiz astroloji haritasının topraklarımızı, toprak sahiplerini ve üzerinde çalışanları, mahsulleri ve topraktan üretilen şeyleri temsil eden 4. evinden geçiş yapmaya başlayacak. Astrolojide Jüpiter “bereketli” görülür. Ülkemiz astroloji haritasının 4. Evinden geçiş yapacağı 1 yılı aşkın süreçte toprak ürünleri daha bereketli olabilir. Bu alana yatırım yapmak da isabetli olabilir. Tedarik amaçlı ileri dönük girişimler bu dönemde yapılabilir.
Özetle, 2015 yılı sonlarından itibaren tarım ve gıda sektörleri en parlak sektörler olarak gözüküyor.
Kriz Türkiye için fırsatlar yaratabilir!
Dönemsel transitlere ve ülke haritalarına göre değerlendirme yaparsak, Avrupa’da kriz daha da derinleşecek gibi gözüküyor. 2016-2020 yılları arası ekonomik açıdan hayli zorlu olacak. Bilim insanlarının bahsettiği küresel soğuma gerçekleşirse bu daha da büyük olasılık, çünkü geçmişte yaşanan soğuma dönemlerinde bundan en fazla Avrupa etkilenmiş, özellikle de Kuzey Avrupa.
Türkiye astroloji haritasına ve dönemsel gezegen geçişlerine bakarak değerlendirme yaptığımızda, 2015 yılı sonlarından itibaren etkinleşecek finansal zorluklar sürecinde daha az zorlanacağımız, hatta bazı fırsatlar yakalayabileceğimiz söylenebilir. Finans göstergesi olan Jüpiter 2015 Ağustos’unda Başak burcuna geçiş yapacak ve bu geçiş ülkemizi olumlu etkileyecek. Çünkü dünya haritası üzerinde yapılan hayali parsellemelere göre Türkiye’nin Başak burcuna denk düştüğünü görüyoruz ve Jüpiter astrolojide büyük iyicil olarak tanımlanır ve geçiş yaptığı burcun doğasını genişletir. Jüpiter 9 Eylül 2016’ya kadar Başak burcunda kalacak. 2015 Kasım’ında Kuzey Ay Düğümü de Başak burcuna geçecek. Bu geçiş de benzer biçimde ülkemizin bazı fırsatlar yakalayacağını gösteriyor. Kuzey Ay Düğümü 9 Mayıs 2017 tarihine kadar Başak burcunda kalacak. Bu ikisini bir araya getirdiğimizde, Türkiye açısından fırsat yakalama ve değerlendirme potansiyelini Ağustos 2015-Mayıs 2017 tarihleri arasında öngörebiliriz. En çok da Jüpiter ve Kuzey Ay Düğümü’nün Başak burcunda birleşeceği Ocak 2016 civarındaki tarihlerde. Bu zaman dilimini iyi değerlendirmeliyiz!
Dini fanatizmle mücadele
Daha önce de bahsettiğimiz gibi, önümüzdeki dönemin başrol oyuncularından biri olan Satürn 2017 yılı sonlarına kadar Yay burcunda hareket edecek. Yay burcu dini konularla alakalıdır ve Satürn’ün bu burçtan geçiş sürecinde sert açılar alacak olması dini fanatizmin vurgu kazanacağını gösteriyor.
Yay burcu astroloji haritamızın 6. evine denk düşmekte ve Satürn’ün bu burçtan geçiş sürecinde 6. ev temaları arasında yer alan ordu, silahlı kuvvetler, güvenlik güçlerini ilgilendiren konuların öne çıkacağını göstermekte. Satürn’ün Yay burcundan geçişi, 2015-2017 yılları arasında en dikkat çeken şeylerden birinin de dini fanatizmle mücadele olacağını göstermekte.
Bölgede barışı sağlayabiliriz!
Transit Neptün Türkiye astroloji haritasının Tepe Noktası’na doğru ilerliyor. Astrolojide Neptün manevi ve insani değerleri, bütünleşmeyi, koşulsuz sevgiyi, barışçıl konuları ifade eder. Uzlaştırma ve bir araya getirebilme arketipi olan Venüs’ün üst oktavıdır. Yani Venüs’ün bireysel bazda yaptığını, toplumsal bazda yapabilmeyi sağlar. Neptün manevi değerlerimiz, ideallerimiz, inandığımız değerler uğruna kendimizi adama yeteneği verir. İlahi bir misyon yüklenmek kavramı en çok Neptün ile ilişkilendirilir.
Bir astroloji haritasında geleceğe yönelik planlar, amaç ve hedefler, uluslararası alanda verilecek imajları, ülkenin saygınlığını, ulusal gücünü 10. ev temsil eder. Ülkemiz astroloji haritasının Tepe Noktası’nda Balık burcu var. Bu burcun yöneticisi olan Neptün, 2012 yılı Subat’ından bu yana Balık burcunda ilerliyor ve Türkiye astroloji haritasının Tepe Noktası’na doğru tırmanıyor. Neptün’ün Tepe Noktası’na varması 2018 yılında olacak. Bu varış, geleceğe yönelik misyonumuzu ve ideallerimizi gerçekleştirme şansı sunuyor. Bu idealler daha ziyade manevi, insanlığın hayrına, bütünleştirme ve kucaklaştırma yönünde olmalı. Eğer böyle olursa, Türkiye bölgedeki huzursuzluğun ve agresyonun aşılmasında önemli rolü olabilir, Türkiye bölgenin barış umudu olabilir! 2018 yılında şans ve fırsatlar gezegeni Jüpiter Akrep burcunda ilerliyor olacak. Ülkemiz astroloji haritasının aracılık misyonun temsil eden bu evinde önemli gezegenler yerleşmekte. Bunlardan bir tanesi de Akrep burcunda yerleşen Jüpiter. Transit Jüpiter’in haritamızda bulunduğu dereceye varması da yine 2018 yılında olacak. Jüpiter’in Akrep burcunda hareket edeceği dönemde Neptün de Balık burcunda ilerliyor olacak ve bu iki gezegen arasında uyumlu açı oluşacak. Bu süreçte somutlaştırma ve gerçekleştirme arketipi olan Satürn de Oğlak burcunda, ülkemizin 7. evinde hareket ediyor olacak. Bu geçiş, diğer ülkelerle ilişkilerinin ve anlaşmalarının şekillenmesi zamanlarında olacağımızı gösteriyor.
Türkiye astroloji haritasında su elementi burçlarda gezegen yoğunluğu var. Su elementi burçlar Yengeç, Akrep ve Balık’tır. Yükselen burcumuz Yengeç, Plüton Yengeç burcunda, Güneş, Venüs ve Jüpiter Akrep burcunda, hatta Şans Noktası bile Akrep burcunda. Haritamızın Tepe Noktası’na Balık burcu denk düşüyor. Uranüs ve Güney Ay Düğümü Balık burcunda. Astrolojide su elementi çevreye karşı duyarlılık göstermekle, yardımseverlikle, barış ve merhamet, uyum ve adaptasyon sağlama yeteneğiyle ilişkilendirilir. Bu yeteneği yüksek yöneticiler bu türde gelişmelere önemli vesile olabilirler. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın haritasında Güneş Balık burcunda yerleşiyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun haritasında Ay Terazi, Güneş Balık burcunda. Biri Venüs, diğeri Neptün tarafından yönetilen burçlar. Uluslararası platformda arabulucu rolü üstlenmeye yatkın, barışın ve huzurun sağlanmasına katkı sağlayacak bir astroloji haritası var.
Ülkemiz astroloji haritasının 5. evinde haritamızın “kalbi” olarak nitelendirebileceğimiz Akrep burcundaki Güneş var. Bir astroloji haritasında Güneş o ülkenin yöneticilerini ve ülkenin geleceğinde söz sahibi kişileri temsil etmesinin yanı sıra, ülkenin kimliğini nasıl ifade edeceğini, uluslararası alanda nasıl ve hangi özellikleriyle dikkat çekeceğini de gösterir. Akrep burcu yoğun ve güçlü bir mücadele enerjisi taşır. Diğer anlamlarının yanı sıra 5. ev “aracıları” temsil eder. Haritamızda en fazla gezegenin yerleştiği ve bu yüzden en dikkat çeken 5. evde Şans Noktası, Venüs ve Jüpiter de yerleşmektedir. Astrolojide “iyiciller” olarak tanımlanan tüm bu göstergelerin bir arada yerleşimleri dikkat çekicidir. Pek çok anlamlarının yanı sıra bu yerleşimler, ülkemize uluslararası arenada önemli bir aracılık rolü yüklemektedir. Peki, hangi alanlarda?
Haritamızın 5. evinin yöneticisi de olan Venüs bu evde ve Akrep burcunda yerleşmektedir. Astrolojide Venüs denilince akla gelen şeylerin başında sevgi, uyum, huzur ve barış kavramları vardır. 5. ev aracıları temsil ettiğine göre, ülkemizin nihai misyonlarından bir tanesi uluslararası alanda huzurun ve barışın sağlanmasına katkıda bulunmaktır. Haritamızda Venüs’ün Güneş’ten sonra batmış olması, Venüs’ü barışçıl yönde kullanmak üzere güçlü bir potansiyel veriyor. Venüs, haritamızın Tepe Noktası ile de uyumlu açıda ve geleceğe yönelik önemli misyonumuzun sevgi ve barış ortamı yaratmak olacağını gösteriyor. 5. Ev “mesaj vermek” ile alakalıdır. Bu yerleşimin ifade ettiği üzere dünyaya mesajımız “sevgi ve barış” olmalıdır. 5. ev “sevgi ihtiyacını” da temsil eder. Bu yerleşim şöyle ifade edilebilir: Türkiye bölgede huzur ve barışı sağlanmasında rol oynayabilir ve bu sayede dünyanın sevgisini ve sempatisini kazanabilir. 5. ev Venüs’ün sevdiği, rahat ettiği ev olarak tanımlanır ve haritamızda Venüs’ün güçlü konumu (Güneş’ten sonra batması, Jüpiter ev Şans Noktası ile kavuşumu, Tepe Noktası’na üçgen açısı) ülkemizin uluslararası huzur ve barışın sağlanması konusunda başarılı olma şansının hayli yüksek olduğunu gösteriyor.
Astroloji haritamızın 5. evinde Akrep burcunda yerleşen yöneticilerin genel göstergesi Güneş ve haritanın 10. ev yöneticisi olarak ülkenin geleceğini, dış imajını, yöneticilerini temsil eden Jüpiter, ülkemizin yöneticilerinin uluslararası alanda huzur ve barışın sağlanması yönünde önemli bir aracılık rolü üstleneceğini teyit eden diğer göstergeler. Bu göstergelerin Akrep burcunda olması, sahip olduğumuz mücadele ve savunma gücünü, dayanıklılığı, cesareti, tutkuyu, vazgeçmeden olayların sonuna kadar gidebilmeyi sağlayan kararlılığımızı, duygusal zekamızı ve sezebilme kabiliyetimizi, krizi barışa dönüştürebilme gücümüzü ifade etmekte.
Jüpiter haritanın 6. Evini de yönetmektedir. Ülkemiz, güvenlik güçleri, ordusu, askeri gücü vesilesiyle de huzurun ve barışın sağlanmasına katkıda bulunmak gibi bir misyona sahiptir.
Haritamızın 4. evinde Terazi burcunda yerleşmiş olan Mars da aynı şeyi ifade etmekte, barışın sağlanması için gayret ve mücadele etmemiz gerektiğini göstermektedir. Astroloji haritamızın 5. evinde yerleşen Merkür-Satürn kavuşumu Terazi burcuna düşmekte, ülkenin diplomat ve temsilcilerinin bölgede barış ve huzurun sağlanması için gerekli uzlaşının temininde diplomatik yeteneklerini göstermeleri gerektiğini ifade etmektedir. Bu yerleşimler aynı zamanda uzun vadeli ve stratejik kararlar alabilme yeteneğini de ifade etmektedir. Jüpiter’in bu alandan geçiş yapacağı 2016-2017 yıllarında bu yeteneğimizi çok daha güçlü ve etkin bir biçimde kullanacağız.
Geçmişten getirdiğimiz misyonumuzu, geleceğe yönelik ideallerimize yönelik kullanma ve bu idealleri gerçekleştirmiş olma konusunda en dikkat çeken tarihler ise 2022-2023 yılları. 29 Ekim 2023 tarihine yönelik Güneş Dönüşü haritamız (Yıllık harita) ilginç bilgiler veriyor. Bunları başka bir yazımızda tartışacağız…
Çalışanlara yönelik düzenlemeler
Satürn’ün Yay burcundan geçiş yapacağı 2015-2017 yılları arasında, Yay burcu astroloji haritamızın 6. evine denk düştüğünden ve bu ev konuları arasında memurlar ve çalışan kesim de yer aldığından, çalışan kesimin hakları (Yay burcu) konusunda önemli düzenlemeler (Satürn) de yapılacak muhtemelen. Yeni düzenlemelere bağlı olarak denetimler (Satürn) ve getirilen cezalar artacaktır (Satürn).
Satürn’ün Yay burcundan geçiş yapacağı süreçte işsizlik sorununu çözmek üzere düzenlemeler de yapılması gerekiyor. Aksi takdirde işsizlik oranında artış yaşanabilir. Alternatifler yaratılması gerekiyor (Yay burcu), çünkü mevcut iş sahaları (6. Ev) daralabilir (Satürn).
Astrolojik istatistikler 2016-2020 yılları arasında kriz gösteriyor!
Fransızların dünyaca meşhur astroloğu 93 yaşındaki Andre Barbault, Jüpiter, Satürn, Neptün, Uranüs, Plüton gibi dış gezegenlerin döngülerine dayanarak global ekonominin trendlerini analiz etmiş, astrolojiyi adeta bilimsel yöntemlerle çalışmış bir astrolog. Onun istatistiğini tuttuğu verilerin matematiksel sonuçları, pozitif ve negatif global etkileri vermektedir. 20. yüzyıldaki zorlu gezegen döngüleri civarında 1. ve 2. Dünya savaşlarını, 1929’daki ekonomik depresyonu, bu matematiksel olarak hesaplanan döngülerin negatif sonuçlarını yansıtmaktadır. Barbault'un takip ettiği bu gezegen döngülerini takip ettiğimizde, 2016-2020 yılları arasında bir başka negatif döngüye, 5 yıllık bir global depresyon dönemine girmekte olduğumuzu görüyoruz. Bu hesaba göre tünelin ucundaki ışığı görebileceğimiz tarih 2020 yılı sonları…
Avro bölgesindeki ekonomik streslerin daha da artacağını öngörmek için astrolog olmak gerekmiyor. Ama mademki astrolojik açıdan değerlendirme yapıyoruz, astrolojik açıdan da ele aldığımızda, Avro bölgesindeki finansal krizin 2015-2016 yıllarında daha da kritik hale geleceğini öngörebiliriz.
2015 yılı ticaretle uğraşanlar açısından her ne kadar yılın üçte ikilik döneminde henüz ümit, gelişme ve genişleme vaat etse de, gerçekçi olmak ve ayağını yorganına göre uzatmak gerekiyor. Çünkü 2015 yılının son çeyreğinde ekonomik olarak depresyona girmeye başlayabiliriz. 2016 yılında bu daha da belirginleşebilir. Yanlış girişimlerin faturalarını ödeme zamanlarına giriyoruz. Sadeleşmek gerekecek. Fazlalıklarımız varsa, onları bırakmamız gerekecek. Akıllı olanlarımız önceden frene basmaya başladı bile!
2013-2014 yılında öncü burçlar olan Yengeç, Koç ver Oğlak burçlarında Jüpiter-Uranüs-Plüton gezegenleri arasında bir t-kare açı kalıbı oluştu ve bazı zamanlarda Mars da bu t-kareyi tetikledi, Büyük Kare açı kalıbına dönüştürdü. Ekonomik anlamda hırpalanmayı beraberinde getirse de öncü burçlarda oluşan bu açı kalıbı, inisiyatif almak, harekete geçmek, risk almak gibi bir niteliğe sahip olduğu için, mal ve sermaye piyasaları hareketliydi. İşlem hacmi yüksekti. İnsanlar iş girişimlerinde bulundular, risk aldılar. Bu dönemde güneş aktiviteleri de maksimumdaydı. Yani kitlesel heyecan yüksekti, insanlar harekete geçmeye, değişiklik yapmaya, risk almaya istekliydi.
Öncü burçlarda gerçekleşen Uranüs-Plüton arasındaki dik açının sonuncusunu (yedincisini) 17 Mart 2015 tarihinde tamamlıyoruz. 2015 yılının en öneli açısı Satürn-Neptün karesi olacak ve Ağustos 2015’te Jüpiter’in Başak burcuna geçişinden bir müddet sonra Satürn’ün de Yay burcuna geçmesiyle birlikte Eylül 2015’te Zodyak’ta bu kez değişken burçlarda Jüpiter-Satürn-Neptün arasında t-kare açı kalıbı oluşacak. Bu t-kare açı kalıbı, öncekine nazaran daha pasif, daha çekingen, şartlara adapte olmayı öne çıkaran, kararsızlık ve çözülme enerjisi taşıyan, motivasyonu düşük bir yapı çiziyor. Güneş’in minimumuna doğru ilerlemekte olacağımızdan, 2016 yılı itibariyle harekete geçme ve risk alma konusunda isteksizlik, düşük enerji ve motivasyonsuzluk, tereddüt, çekimserlik ve kararsızlığa çeken bir süreç vurgu kazanabilir.
2012-2015 yılları arasında etkili olan Uranüs-Plüton karesi, Arap Baharını başlatan değiştirici ve başkaldırıcı enerji taşıyordu. Şimdi bunu tamamlamak üzereyiz. Yeni bir devreye giriyoruz. Jüpiter-Satürn-Neptün arasında t-kare açı kalıbı bu döngünün genel karakteristik özelliklerini ermekte. Bu şunu gösteriyor: piyasalar giderek isteksizleşecek. Bunda, giderek azalacak güneş aktivitelerinin de etkisi olacak.
Küresel ısınma, yerini giderek küresel soğumaya bırakabilir mi? Bilim insanlarına göre bunun alametlerini 2017 yılında iyice göreceğiz. Eğer böyle gelişirse, Tjikevsky'nin teorisinden yola çıkarsak 2021’deki yeni güneş maksimumuna kadar piyasalarda uzun süreli büyük heyecanlar olmayabilir. Bu, piyasalarda hiç hareketlenme olmayacak anlamına gelmiyor tabii. Aralarda önemli çıkışlar olacaktır mutlaka. Ama genele baktığımızda, durgunlaşmanın hakim olduğunu görebiliriz. Satürn’ün Yay burcunda hareket edeceği 2017 yılı sonlarına kadar temkinli heyecanlar, dikkatli atılımlar hakim olabilir daha ziyade.
2020 yılında Oğlak burcunda gerçekleşecek olan Jüpiter, Satürn, Plüton kavuşumu, bitişler ve yeniden yapılanmalara işaret etmekte. Yeni yapılanmaların oluşabilmesi için, eski yapılanmaların sonlanması gerekiyor. Biz şimdilerde 2020’ye kadar, bu sonlanma dönemi içerisindeyiz. Plüton yıkım ve yeniden yapılanmayı ifade eder. Oğlak burcu ve Satürn yapılanmanın göstergeleridir. Jüpiter’in bu iki gezegen arasındaki konumu, ekonomik anlamda büyük bir dönüşümden geçeceğimizi göstermekte… Oğlak burcu sağlam yapılanmalar ister. Sağlam temeller arayışındadır.
DEVAM EDECEK…
Yazımın üçüncü ve son bölümünün konu başlıkları şunlar olacak:
Muhafazakarlık artıyor!
Hesabını bilmek gerekecek
Kendimizle yüzleşme zamanı!
Aylara göre 2015 yılı değerlendirmesi