DEPREMLER VE ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLER

Dubhe yıldızı ile kavuşumda ve Uranüs ile dik açıda gerçekleşen 5 Şubat dolunayı sonrasında yaşadığımız depremlerde çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti. Çok sayıda insan yaralandı. Çok sayıda bina hasar gördü. İnanılmaz üzgünüz! Buna mukabil bazı mucizeler gerçekleşti ve bazı hayatlar kurtuldu. Kurtarma çalışmalarında görev yapan, yer alan herkese büyük şükran ve sevgilerimizi iletiyoruz. Tırlar dolusu yardımlar gönderildi, maddi yardımlar yapıldı, psikolojik destekler verildi, dualar okundu, manevi destek verildi. Bu zor zamanda hayır ve yardım yapan herkesten Allah razı olsun! Bazı şaşırtıcı suistimaller de oldu. Yağmacılar da iş başındaydı. Onları da Allah’a havale ediyoruz…

Dolunay haritası

Her şey 5 Şubat gecesi 16 derece Aslan burcunda gerçekleşen dolunay sonrasında başladı. Dolunayın kavuşumda olduğu Dubhe yıldızı Mars karakterindedir. Etkileri iyicil görülmez. Bastırılamayan çok büyük bir iç enerji verir (D. Rosenberg). Dünya Astrolojisinde doğal afetlerle bağdaştırılır “alışılmış dışı aşırı hava koşulları, deniz kazaları, seller, fırtınalar, finansal krizler, salgın hastalıklar, kitlesel intiharlar, öldürülmeler, vahşi hayvanlardan gelen zararlar, çocuklarla ve çevreyle ilgili konuların öne çıkmasıyla ilişkili görülür. “Yüce Ana” ile besleyici ve koruyucu olan her şeyle bağlantılıdır fakat aynı zamanda Tabiat Ananın sertliğini de barındırır.” (Astrolojide Sabit Yıldızlar, Öner Döşer, Astroloji Okulu Yayınları, 2021).

Dolunay Uranüs ile dik açıda olduğundan, ani ve beklenmedik durumların, deprem başta olmak üzere sert ve sarsıcı doğa olayların, isyanlar insan hareketlerinin hatta piyasa krizlerinin beklenebileceğinden söz etmiştik. Uranüs Menkar yıldızıyla kavuşumda olduğundan, sarsıcı ve beklenmedik olaylar kolektif bilinçaltını etkileyebilecek olaylara da işaret edebilirdi. Nitekim öyle de oldu.

Aşağıda dolunayın Pazarcık için çizdirilen astroloji haritasını görmektesiniz.

Dolunay ile dik açı yapan Uranüs haritanın 8.evinde yerleşmekte, ani gelen ölümcül sarsıntıyı işaret ediyor adeta! Büyütücü etkilerini bildiğimiz Kuzey Ay Düğümü ile yakın olması, sarsıcı olayların şiddetinin büyük olabileceğini de gösteriyor. Ay Düğümleriyle birlikte okuduğunda dolunayla dik açı yapan Uranüs’ün bu yerleşimi, maddi anlamda büyük zararları da gösteriyor.

Coğrafi astroloji haritası

Yaşadığımız büyük deprem sonrasında ilk baktığım şey dolunayın coğrafi harita üzerindeki iz düşümleri oldu. Sadece Neptün/DSC hattı Marmara üzerinden geçerek aşağı iniyordu. Başka belirgin bir gezegen iz düşümü yoktu. Daha sonra haritaya orta noktaları ekledim. Bu her zaman yaptığım bir şey değil. Ama ilginç bir şey ortaya çıktı. Güneş/Uranüs/DSC orta noktası, Ay/Uranüs/MC orta noktasına ilaveten Jüpiter/Neptün/DSC orta noktası depremin etkilediği bölgelerin çoğundan geçiyordu. Aşağıda coğrafi haritayı görmektesiniz.

Dolunayın Güneş merkezli haritası

Uzun zamandır Güneş merkezli haritalarla çalışmaktayım. Bundan 10 küsür yıl önce haftaya bakış yazıma Güneş merkezli önemli açıları da eklerdim. Fazla ilgi görmemesinden ya da anlaşılmamasından olsa gerek, zaman içerisinde bunu yapmayı bıraktım.

Güneş merkezli astroloji haritaları, sistemin merkezine Güneş’i oturtan haritalardır. Güneş merkezli astroloji haritaları, yalnızca kişisel haritaların yorumunda değil, kitle isyanlarının, devrimlerin, borsa piyasalarının ve diğer ekonomik hareketlerin yanı sıra, radyo parazitleri ve hava şartlarının değişimlerinin, doğal afetler gibi jeofizik olayların öngörülmesinde de kullanılmaktadır. Güneş merkezli astroloji haritaları, bu konuda uzun araştırmalar yapmış, kitaplar veya makaleler yazmış astrologlar tarafından göksel ve dünyasal olaylar arasındaki bağlantıyı en verimli şekilde gösteren araçlardan biri olarak tanımlanmıştır.

Deprem sonrasında ilk baktığım şeylerden biri Güneş merkezli gezegen açıları oldu. Gördüm ki, Güneş merkezli harita deprem benzeri stresli durumları ziyadesiyle göstermekteymiş! Aşağıda bu haritayı görmektesiniz.

Dolunayın Jeodezik haritası

Dünyadaki doğal afetlerin tahmininde kullanılan astrolojik yöntemlerden biri de Jeodezik olay anı haritalarıdır. Jeodezik haritalar, astrologların yüzyıllar boyunca dünyanın belli yerlerini Zodyak burçlarıyla nitelendirmeleri sonucu ortaya çıkmıştır. Burçlar 0 derece Greenwich’ten başlayıp doğuya doğru 30’ar derecelik boylamlarla dünyanın üzerine düşüyor, ekvatora yerleştiriliyor gibi düşünülür. Bu, dünyayı 12 eşit parçaya böler, müşterek etkilerin oluştuğu dünya haritasını verir. Astrologlar politik çalkantılar, savaşlar, doğal afetler gibi olayları öngörme konusunda bu haritalardan yararlanırlar.

Dolunayın Pazarcık merkezli Jeodezik haritasını çıkardım hemen. Aşağıda Jeodezik haritayı görmektesiniz.

Deprem hakkında bilgi veriyor olmalıydı. Beklediğim gibi de oldu. Dolunay Pazarcık merkez alınarak çizdirilen haritada Yükselen/Alçalan eksenine denk düşmekte, Tepe Noktasına çakışık yerleşen Kuzey Ay Düğümüne yakın olan Uranüs’ün dolunay ile oluşturduğu T-kare açı kalıbı haritaya hükmediyordu!

Kahramanmaraş depremi

Büyük kayıplarımız ve yaşadığımız üzüntülerin yanı sıra, hayatımızı ve hayata bakış açımızı değiştiren depremlerden biri oldu Kahramanmaraş merkezli deprem ve artçıları. İlk sarsıntı anında Yay burcunda Ras Alhague yıldızı doğmakta, dolunay haritanın 2/8.evler eksenine düşmekteydi. Aşağıda bu haritayı görmektesiniz.

Dünya Astrolojisinde Ras Alhague yıldızı depremler, volkan patlamaları, patlamalar, meteorit düşmesi, yangınlar, suikastlar, işgaller, saldırılar, facialar (ekonomi dahil), böcek ve yılan zararları, kimyasallar, asitler, zehirler, yıkıcılık ve barış çabaları ile ilişkili görülür. (Astrolojide Sabit Yıldızlar, Öner Döşer, Astroloji Okulu Yayınları, 2021). Böylelikle depremle ilgili bir gösterge daha karşımıza çıkmış oluyor. Haritanın 8.evine (ölüm) denk düşen Ay, haritanın 2.evinde Güneş’e yakın yerleşen Satürn ile karşıt açıya ilerlemekte (Büyük yıkım ve maddi zararlar). Kiron haritanın Ayakucu Noktasında yerleşmekte, büyük acılarla yüzleşmek, başkalarının yaralarını iyileştirmeye çalışmanın gerekeceğini göstermekte.

ÇOK ÜZGÜNÜZ! Kelimeler kifayetsiz kalıyor…

Pek çok insan büyük endişe ile bundan sonrasını soruyor. Yer bilimciler, deprem konusunda uzman kişiler bilgi veriyor, pek çoğu büyük ve yıkıcı depremlerin ufukta olduğunu söylüyor. Tabii biz astrologlara da soruluyor. Bu konuda yardımcı bir disiplin olarak astrolojiden istifade edilebilir. Özellikle de zamanlama konusunda. Naçizane bendeniz de önümüzdeki riskli dönemler hakkında görüşlerimi paylaşmak gibi bir görevim olduğunu düşünüyorum kendimce. Başından hatırlatmakta fayda var: Bunlar muhtemel etkilerdir, tahminlerdir. Kesin şu saatte deprem olacak iddiası taşımaz. Ayrıca muhtemel depremin büyüklüğü hakkında bir bilgi de içermez. Sadece haritalara bakılarak depremin magnitüdünü tahmin edemeyiz. Bu, yer bilimcilerin işidir.

Ayrıca şunu belirtmek gerekir: Gezegenlerin birbirlerine göre değişen konumları, stresli açılar yoğun olduğu dönemlerde risk artmakla birlikte, her seferinde depreme sebep olmamaktadır. Tutulmalar, yeniay ve dolunaylar açısından da aynı şeyi söyleyebiliriz. Eğer bir fay hattında gerilim varsa, enerji yüklenmesi varsa, o bölgeye iz düşen gezegen etkileri tetikleyici rol oynayabilir. Yani, tek sebep gezegen ve Ay ya da Güneş etkileri değildir. Yani depremlerin tek sebebi göksel değildir.

Gezegenlerin depremlerle ilişkisi

Gezegenler arasındaki stresli açıların depremlerle diğer açılarına nazaran daha çok ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Birbirlerine 0-90-180 derece açı yapan iki gezegenin elektromanyetik ışınımının kesiştiği yerde Dünya varsa Dünya’nın merkezi etkilenir ve artan merkez aktivitesi Dünya’nın manyetik alanını etkiler. Gezegenlerin yakın gruplaşması Dünya üzerinde iç uyarı ve gelgit baskısıyla yatay basınç anlamında belli bir strese yol açmaktadır. Bir gezegenin Güneş’le karşıt hizalanması o gezegenin Dünya’ya en yakın pozisyonda olduğunu gösterir ve diğer faktörler uygunsa sismik aktivite görülebilir. Gezegenlerin Güneş’te konveksiyon akımı[1] oluşturmaları gibi, Dünya’da da konveksiyon akımları oluşturabileceğini düşünebiliriz. Pek tabii ki bunun doğal afetleri aktive edici etkileri olacaktır. Çok sayıda gezegenin hizalanması doğal afetlerin artması anlamına gelebilir. Yer merkezli bakışla gezegenlerin Zodyak’ın bir yarısında toplanıyor olması da etkin depremlerle çakışmaktadır. İçinde bulunduğumuz dönemde gezegenler Zodyak’ın bir yarısında toplanmaktadır.

“Planets, Sunspots and Earthquakes (Depremler, Güneş lekeleri ve Depremler)” kitabının yazarı Frank Glasby’e göre “gezegen dizilimlerinin yarattığı çekim etkisi direkt değildir, direkt çekim çizgisine tanjanttır. Bu durumun bir aktiviteye sebep olması için gelgit etkisinin tetiklenmesi gerekecektir. Depremlerde tetik etkisi iki ya da üç gök cisminin aynı yöne çekim etkisiyle gerçekleşse de bazen neredeyse tam karşıt yönlere doğru çekim de etkili olur. Gezegenlerin ışınımı da ekstra bir ısıya ve dalgalanmaya neden oluyor görünmektedir. Depremlerle ilgili bariz dikkati çeken bir gezegen dizilim tarzı olmamasına rağmen, deprem sırasında genellikle iki gezegen 90 derece ya da buna yakın açı yapar.” (Maksimum, Öner Döşer, Pozitif Yayınları, 2012). 5 Şubat gecesi gerçekleşen dolunay Uranüs ile dik açı yapmaktaydı. Uranüs modern astrolojide depremlerle en çok ilişkilendirilen gezegendir.

Frank Glasby’e göre bu konudaki esas nokta şudur: “Gezegensel çekim güçleri depremden önce gelişen yatay basıncın oluşmasını kolaylaştırır ve aynı zamanda yer ışınımına da neden olur. Gezegensel güçlere ek olarak okyanus gelgitleri de kayalara basınç yapar. Dolunay ve yeniay zamanlarında daha fazla okyanus gelgiti vardır. Bu yüzden dolunay ve yeniay zamanlarında daha çok deprem görülür. Depremlerin olmasını kolaylaştıran yatay basınç, basınç altındaki kayalardan yüklü parçacıklar (pozitif iyonlar) salınmasına neden olur ve bunların da insan ve hayvanlar üzerinde biyolojik etkileri vardır. Sismik aktivite ve güneş lekesi aktivitesi birbiriyle bağlantılıdır ve aynı oranda artarlar.” (Maksimum, Öner Döşer, Pozitif Yayınları, 2012). Kahramanmaraş depreminin hemen öncesinde dolunay ve depremin gerçekleştiği gün güneş lekesi sayısında hızlı artış vardı.

[1]     Konveksiyon akımı: Yüklü parçacıkların devinimi ile oluşan elektrik yükü akımı.

Doğal afetler ve ay fazları

Ay fazlarının depremlerle ilişkisi üzerine yapılan çalışmalar etkili depremlerin en çok yeniay ve dolunay fazına yakın tarihlerde gerçekleştiğini göstermektedir. Kahramanmaraş depremi dolunayın hemen sonrasında yaşandı.

Dolunay döneminde, Dünyanın elektromanyetik alanında ekstra iyonizasyon olur. Bu dönemde Ay, Dünyanın arkasındaki manyetik kuyruktadır ve buradan yaklaşık 4 günde çıkarak manyetik kuyrukta akıma neden olur. Bu akım Dünyaya çarparak bir çeşit manyetik fırtına oluşturur.

Yeniay döneminde Ay, Dünya ve Güneş arasına girdiğinden fiziksel varlığı Güneşten gelen partiküllerin akımını keser ve jeomanyetik bozukluklar olur. Dünyanın merkezi yakın zaman önce uyarılmışsa Ay’ın bu fazlarında deprem olasılığı daha fazladır. Önümüzdeki en yakın yeniay 20 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşecek. 

Depremlerle Ay fazlarının ilişkisini incelediğimizde yeni ayın dolunaydan daha etkili olduğunu görürüz. Bunun nedeni yeniay döneminde Ay’ın ve Güneş’in Dünya’nın aynı tarafında olması, beraber ve aynı hizada olmaları olabilir. Halbuki dolunay döneminde Dünya’nın karşıt taraflarındadırlar, bu da kavuşumlarda çekim gücünün daha etkili olduğunu göstermektedir.

Araştırmacı ve yazar Ken Ring Ay’ın hareketlerinin deprem tahminleri için de kullanılabileceğini söylemektedir. “Predicting the Weather by the Moon” adlı kitabında Ay’ın ekvatorun kuzey ya da güneyindeki maksimum deklinasyonlarında olduğu dönemlerin depremsel açıdan riskli dönemler olduğunu yazmaktadır. Ay bu pozisyonlarda yaklaşık 3 gün kalır ve buradayken tektonik plaklara önemli bir gerilim uygular. Astrolog Ed Tamblin incelediği 14 önemli deprem örneğinin 12’sinde Ay’ın ekvatorun kuzeyinde olduğunu fark etmiştir. Kahramanmaraş depreminden önce Ay maksimum kuzey deklinasyondaydı.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, araştırmalar önemli depremlerin Ay’ın yeni ay, dolunay ya da perigee olduğu zamanlara denk geldiğini göstermektedir. Ken Ring’e göre doğal felaketler açısından bir başka riskli dönem de Ay’ın Dünyaya en yakın olduğu (perigee) zamandır. Perigee büyük bir çekime neden olur. 20 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşecek yeniayda Ay perigee (yerberi) konumda olacak.

Herhangi bir yeniay veya dolunay, Ay’ın Dünya’ya en yakın olduğu (perigee) zamanla çakışabilir. Böyle bir duruma SÜPERAY denilmektedir. Astrolog Ricard Nolle’ye göre Ay’ın Dünya’ya en yakın olduğu (Perigee) dönemlerinin yeniay veya dolunayla çakıştığı ve onun SÜPERAY olarak tanımladığı zamanlarda doğal afetlerde artış olur. Nolle, bu riskin en fazla SÜPERAY’dan, yani Ay’ın Dünya’ya en yakın konumuna denk gelen yeniay veya dolunaydan 30 saat öncesi ile 30 saat sonrası gibi bir zaman aralığında olduğunu söyler, bu zaman zarfında 5 ve üzeri depremlerin, volkan patlamalarının ve kasırgaların daha sık görüldüğünden bahseder. 20 Şubat 2023 tarihinde bir SÜPERAY deneyimleyeceğiz.

Güneş aktiviteleri

Güneş merkezli astrolojiden bahsedip de güneş aktivitelerinden bahsetmezsek eksik kalır. Güneş patlamaları Dünya yönünde olduğunda manyetik alanımız da bundan etkileniyor. İçinde bulunduğumuz günlerde Dünya’ya bakan güneş lekesi AR3213’te önemli bir patlama olursa, daha çok etkileniriz. Ama bunun için, deprem veya bir volkan patlaması olasılığının kesin işareti olmasından ziyade, olasılığı arttırıyor diyebiliriz. İçinde bulunduğumuz dönemin güneş merkezli gezegen açıları, güneş lekesi sayısının yüksek seyredeceğini düşündürüyor.

Geçtiğimiz birkaç günde güneş lekesi sayısı şu şekilde seyretti:

4 Şubat: 74 güneş lekesi

5 Şubat: 66 güneş lekesi

6 Şubat: 79 güneş lekesi (Depremin olduğu gün hızlı yükseliş başladı)

7 Şubat: 139 güneş lekesi (Bir günde neredeyse ikiye katladı, zirve yaptı)

8 Şubat: 110 güneş lekesi (Dün zirveden aşağı düşüş başladı)

9 Şubat: 142 güneş lekesi (Bugün tekrar yükselişe geçti)

Güneş lekesi sayısının hızlı arttığı dönemlerde yer manyetik alanında türbülans artmaktadır. Bunun neticesinde doğa hareketleri, insan hareketleri etkilenmekte ve tepki vermektedir. Bugün itibariyle güneş lekesi sayısı ortalamadan yüksek gözüküyor: 142 leke var. Güneş patlaması olasılığı güçlü gözüküyor. Orta ölçekli M-sınıfı patlama olasılığı %55 olarak verilirken, büyük ölçekli X-sınıfı patlama olasılığı %15 olarak bildiriliyor. Bilgi için Uzay havası (Space Weather) web sitesini ziyaret edebilirsiniz.  https://www.spaceweather.com/

Önümüzdeki günlerde neler var?  

Bu bölümde önümüzdeki 10 günlük süreci astrolojik açıdan değerlendireceğim ve bilgi verirken, dönemsel gezegen açıları, yeniay ve dolunayların yanı sıra, hemen ardından büyük depremleri yaşadığımız dolunay haritasının tetiklendiği tarihlerden de istifade edeceğim. Hatta dolunay haritasının tetiklendiği tarihlerden de bahsedeceğim, zira astrolojik olarak önemli bir olay anı haritasının daha sonraki zamanlarda aldığı açıların zamanları bize muhtemel riskleri gösterir.

Paylaşacağım bilgiler sadece Türkiye odaklı değildir. Genel olarak göksel etkilerin değerlendirmesidir. İçinde bulunduğumuz günlerde artçı depremlerin olması zaten beklenen bir durumdur, yer bilimciler bize bu yönde bilgi vermektedir.

Şimdi önümüzdeki günlere göksel açıdan göz atalım…

10 Şubat’ta Merkür-Plüton kavuşumu kesinleşiyor. Merkür’ün Plüton’un bulunduğu dereceyi tetiklemesi deprem getirebiliyor. Büyük değil, ama orta ölçekte deprem olasılığını düşündürür. Sabah saatlerinde Ay-Jüpiter karşıtlığı, öğle saatlerinde Ay-Kiron karşıtlığı kesinleşecek. Deprem riski açısından bakarsak, bu açılar ancak minör bir risk oluşturabilir. Zaten artçı depremler oluyor. Özetlersek: bugünün gezegen kavuşum ve açıları yıkıcı bir deprem riskini düşündürmüyor.

Ay’ın dolunay haritasının Ay Düğümleri derecesini tetikleyeceği 12 Şubat öğle saatlerinden itibaren ihtiyatlı olunması gereken bir zaman diliminde olacağımızı düşünüyorum. Aşağıda haritasında görüleceği üzere, ilk olarak kesinleşecek gezegen tetiklemesi, transit Ay’ın dolunay haritasının Uranüs derecesinin tam karşısına geldiği zamanda olacak. 13 Şubat’ta gece yarısını biraz geçe kesinleşecek bu tetiklemenin etkileri 12 Şubat gecesinden itibaren devreye girebilir. Aşağıda sembolik haritayı görmektesiniz. Saat konusuna takılmamanızı rica edeceğim. Neden bahsettiğimin anlaşılması açısından bir harita örneği koymak gerektiği için böyle yaptım. Tekrarlıyorum: SAATİ TAKINTI ETMEYİNİZ!

 

Bu tetiklenmenin ardından 13 Şubat sabah akşam vakitleri arasında transit Ay, dolunay haritasının Ay ve Güneş derecesini, Satürn derecesini tetikleyecek. Dolayısıyla 13 Şubat günü de temkinli olmak gereken bir zaman dilimi olarak dikkat çekmektedir. 12-13 Şubat tarihleri büyük ölçekli deprem düşündürmekten ziyade, orta ölçekte risk ihtimali olduğunu düşündürmektedir. 13 Şubat’ta günlük transitler de stres göstermektedir; orta ölçekli depremler olabilir, ama büyük ölçekli bir deprem olasılığını düşündürmemektedir.

15 Şubat’ta günlük transitlerde stres vardır; bir gün sonra kesinleşecek Güneş-Satürn kavuşumunun etkileri de hissedilecektir. Balık burcunda gerçekleşecek Venüs-Neptün kavuşumunun etkileriyle sular, yağışlar gibi riskleri içerebilir. Sel baskınlarına dikkat çekebilir. (Dünya geneli için geçerlidir; sadece ülkemiz için değil). Ay da bu kavuşumu tetikleyici etki yaratacaktır.

16 Şubat tarihindeki Güneş-Satürn kavuşumu da temkinli olunması gereken bir zaman dilimine işaret etmektedir. Bu ikili arasındaki kavuşum ve karşıt açıların deprem ve yanardağ patlaması gibi doğal afetlerle eşzamanlılık gösterdiğine pek çok kez şahit oldum. Buna bazı kitaplarımda da yer verdim. Dikkate değer bir risk oluşturabilir! Ay maksimum Güney deklinasyonda olacaktır. Bu da doğal afetler açısından risk olarak görülebilir.

19 Şubat tarihinde Ay-Uranüs dik açısı kesinleşecektir. Ay-Satürn kavuşumuna yakınlaşılacaktır. Dolunay derecesi tetiklenecektir. Bunlar belli bir ölçüde risk içermektedir. Yeniay gerçekleşmek üzere olduğundan ve bu bir süperay olacağından risk içerebilir. Süperay, Ay’ın yeniay veya dolunay esnasında Dünya’ya en yakın pozisyonda olmasıyla ilişkilidir. Astrologların doğal afetler açısından dikkate aldıkları parametrelerden biridir.

20 Şubat tarihinde gerçekleşecek yeniay aynı zamanda bir SÜPERAY olacak. Yeniay Satürn’e yakın derecede gerçekleşiyor. Ülkemizin doğu-güneydoğu bölgeleri için çizdirdiğimiz yeniay haritasında Uranüs gezegeni Yükselen derecesine yakın iz düşüyor (Van’ın da olduğu bölgede Yükselen derecesi ile tam çakışıyor). Dolayısıyla bu bölgeler açısından sarsıcı bir deprem riskini akla getiriyor. Bir sonraki yazımda 20 Şubat yeniayını detaylı bir şekilde ele alacağım ve haritalarını paylaşacağım.

Yer merkezli açıların ardından bir de güneş merkezli açılara bakarak riskler konusunda ilave bilgi vermek isabetli olacaktır…

Güneş merkezli önemli açılar

Sadece stresli açılar dikkate alınmıştır:

10 Şubat: Venüs-Neptün otuzluk açısı; Merkür-Mars 135’lik açısı (stresli, ama zayıf etkiler. Büyük bir deprem riski taşımayacağı, orta büyüklükte deprem olasılığı düşünülür.)

11 Şubat: Stresli açı yoktur. Bir gün öncesinin etkileri devam edebilir.

12 Şubat: Venüs-Plüton dik açısı (orta ölçekte risk oluşturabilir)

13 Şubat: Güneş-Neptün 150’lik açısı (orta ölçekte risk oluşturabilir)

14 Şubat: Merkür-Plüton 45’lik açısı (orta ölçekte risk oluşturabilir)

15 Şubat: Merkür-Uranüs 150’lik açısı (orta ölçekte risk oluşturabilir)

16 Şubat: Dünya-Satürn karşıtlığı; Merkür-Venüs 135’liği; Merkür-Mars 150’liği (nispeten daha büyük risk oluşturabilir). Çok sayıda açı da bir araya geliyor. (orta ölçekte risk oluşturabilir)

17 Şubat: Dünya-Plüton 150’liği (orta- ortadan büyük ölçekte risk oluşturabilir)

18 Şubat: Merkür-Neptün karesi (orta ölçekte risk oluşturabilir)

19 Şubat: Merkür-Plüton 30’luğu; Venüs-Neptün 45’liği (orta ölçekte risk oluşturabilir)

Merkür’ün diğer gezegenlerle ardı ardına güneş merkezli açılarının olduğu dönemlerde depremlere daha sık rastlanmaktadır. Merkür’ün açılarının ardışık bir şekilde yoğunlaştığı tarihler 14 Şubat’tan itibaren başlamaktadır.

20 Şubat sonrasında da bazı öne çıkan güneş merkezli gezegen açıları ve kavuşumları var. Bir sonraki yazımda bunlar hakkında da detaylı bilgi vereceğim.

Önümüzdeki birkaç güne yönelik kısa bir özet vermek gerekirse:

10 Şubat: Minör risk

12-13 Şubat: Orta risk

15-16 Şubat: Orta ve ortadan büyük risk

19 Şubat: Orta ve ortadan büyük risk oluşturmaktadır.

Tekrar hatırlatmak gerekirse: Bunlar genele yönelik tahminlerdir. Sadece ülkemiz için yapılmış tahminler değildir. Ama doğal olarak ülkemiz için de geçerlidir. Yaptığım çalışma, 6 Şubat’ta yaşadığımız ekstrem depremlerin benzerinin önümüzdeki yakın günlerde tekrarlaması olasılığının düşük olduğunu göstermektedir. Fakat ardı ardına yaşadığımız depremler nedeniyle binalar ve yapılar hasar gördüğünden, büyüklüğü daha az olan depremlerin ve artçıların yaratması muhtemel sonuçlar ve zararlar konusunda uzman olmadığımdan, bu konuda bir görüş bildirmeyeceğim.

Takip eden yazımda 20 Şubat yeniayının haritalarını yayınlayacağım ve muhtemel etkilerini ele alacağım. Güneş merkezli gezegen açılarına yönelik de değerlendirmeler yapmaya devam edeceğim. Ayrıca Erzincan depremi ile Kahramanmaraş depremi karşılaştırması yapacağım ve önümüzdeki dönem için bazı tahminlerimi paylaşacağım.

Bilim insanları küresel iklim değişikliğine dayanarak önümüzdeki yakın dönemde doğal afetlerin artacağını, büyük depremlerin daha sık görüleceğini söylemektedirler. Güneş aktivitelerinin maksimum dönemine doğru ilerliyoruz ve böylesi dönemlerde özellikle güneşte ekstrem alevlenmeler ve Taçküre Kütle Atımları olursa doğal afetleri tetikleyebileceği yönünde çalışmalar vardır. Astroloji haritaları ve dönemsel tutulmalar da aynı şeyi göstermektedir.

Depremlerin sık görüldüğü bir ülkede yaşıyoruz ve büyük depremler konusunda hazır olmamız gerektiği sıkça ifade ediliyor. Kahramanmaraş ve civar bölgelerde yaşanan dramı görüyoruz. Geçtiğimiz yıl İzmir’de yaşananları gördük. Artık UYANMAMIZIN, bu konunun politikadan ve ekonomiden çok daha önemli ve hayati olduğunun vurgulanması zamanı gelmiştir. Astrologlara son zamanda sorulan şeylerin başında seçimler, ekonomik kriz, savaş temaları gelmektedir. Tabii ki doğal afetlerle ilgili sorular da geliyor, ama diğerlerine göre geri planda kalıyor. Bu da astrologların çalışma konsantrasyonunun doğal afetler alanına odaklanmasını zorlaştırıyor. Tabii burç yorumlarından bahsetmiyorum bile!

Diğer disiplinlere nazaran daha fazla ispat beklenen ve üzerlerinde baskı oluşturulan DONANIMLI VE EĞİTİMLİ GERÇEK ASTROLOGLAR, bu konuda bilgi sahibi olmayan kişilerin gereksiz eleştirilerinden ve baskılarından bağımsız kaldıklarında ve doğru bir şekilde teşvik edildiklerinde, doğal afetlerin tahmini yönünde yüksek fayda üretebilirler. Astroloji depremlerin veya benzer afetlerin zamanlaması konusunda yardımcı olabilir. Coğrafi astroloji haritaları yoluyla bölgesel tahminlerde de fayda yaratabilir. Tüm bunları başka bir yazımda tartışacağım, zira zamanı gelmiştir!

Sevgi, ışık ve her daim umutla!

Öner DÖŞER, AMA, CAPISAR, CERT.OPA

Astroloji Okulu Kurucusu

www.astrolojiokulu.com

9 Şubat 2023

ASTROLOJİ OKULU, Şaşkınbakkal