Kritik Zamanlara Doğru

 

Astrolojide, tutulmaların gerçekleşeceği tarihleri izlemek önemlidir. Çünkü yılın en önemli ve dramatik olaylarını ortaya çıkartırlar. Büyük ve önemli yaşamsal olayların haberlerini getirirler. Üç tutulmanın ardı ardına gelecek olması Temmuz ve Ağustos aylarından itibaren kritik, hızlı ve olaylı bir sürece giriş yapmakta olduğumuzu gösteriyor. 2009 yılının yaz aylarından itibaren başlayarak sayarsak, 21 Aralık 2012 olarak verilen ve “Zamanın Sonu” olarak adlandırılan tarihe yaklaşık 3,5 yıl kalmış olacağını görürüz. 2009-2012 arasındaki bu üç buçuk yıllık dönemi bazı kehanet araştırmacıları ve yorumcuları kıyamete, yani uyanışa giden yolun son ve en sert virajı olarak adlandırıyorlar.

 

Bir Ay Arayla İki Ay Tutulması

 

7 Temmuz 2009’da 15 derece 24 Dakika Oğlak burcunda gerçekleşecek Ay tutulması Vega, Sirius ve Canopus yıldızlarıyla irtibat kuruyor. Aslında önemli ölçüde tanınma, şans ve fırsat barındıran bir tutulma bu. Türkiye açısından da önem taşıyor, çünkü Ankara’ya göre çıkartılmış astroloji haritasının 4/10 eksenine düşüyor. Güneş’in 10. eve düşüyor olması ve Sirius, Canopus ile birleşiyor olması, hükümetin veya yöneticilerin başarılı bir profil çizeceğini gösteriyor. Ama Ay-Güneş karşıtlığı gereği, muhalefet de yoğun bir şekilde hissedileceği ve hükümetle muhalefetin karşılıklı atışmalarının yoğunlaşacağı bir süreçte olacağız demektir. Hükümet birtakım yeni projeler açıklayabilir, girişimlerde bulunabilir.

 

İnternette rastladığım bir haberi paylaşmak istiyorum. Çeviri için değerli öğrencim Sena Büyükçopur’a çok teşekkür ediyorum.

 

İngiltere'deki Waylands Smithy'de 29 Mayıs'ta astronomi ile ilişkili “Denizanası” oluşturan izdüşümü bildirildi

 

 

29 Mayıs 2009'da Waylands Smithy ve Kingstone Coombs, Oxfordshire, İngiltere yakınlarında denizanasına benzeyen izdüşümü bildirildi. Avusturalya'lı bilim adamlarına göre 7 Temmuz 2009 yarı gölgeli ay tutulması tarihinde 308 derecede gün batımı ile sıralanacaktır. Görüntüler ve haber: Cropcircleconnector. Aerial image © 2009: Steve Alexander; grafik karşılaştırma 2009: Avusturalyalı bilim adamları.

 

Kaynak: http://veritasshow.blogspot.com/2009/05/jelly-fish-and-astronomy-in-uks.html

 

6 Ağustos’ta 13 derece 43 dakika Kova’da gerçekleşecek Ay tutulması hakkında ilerleyen zamanlarda geniş bilgi vereceğim. Bu tutulma anında Ankara’ya göre çıkartılmış astroloji haritasında, Satürn-Uranüs karşıtlığı haritanın 4/10 gibi önemli bir eksenine düşüyor ve özellikle de Uranüs tam MC (Tepe Noktası) ile birleşiyor. Bu şartlarda, bu tutulma Türkiye için önem taşıyor ve geleceğe yönelik planlarda önemli değişimlere ve gelişmelere işaret ediyor.

 

Bu yazımda asıl değinmek istediğim konu 22 Temmuz 2009’da gerçekleşecek tam Güneş tutulması…

 

En Uzun Tam Güneş Tutulması

 

22 Temmuz’da gerçekleşecek tam Güneş tutulması Hindistan, Çin, Japon adaları ve Pasifik okyanusunun güneyini kat eden tutulma hattından izlenebilecek. Tutulma, Asya'nın doğusu, Endonezya ve Pasifik okyanusundan parçalı olarak izlenebilecek. Bu tam Güneş tutulması, son 500 yılın ve bu yüzyılın en uzun tutulması olacak. Tutulmanın 6 dakika 39 saniye gibi uzun bir süreyi kapsıyor olmasına astrolojik açıdan bakıldığında, ortaya çıkaracağı ekonomik, sosyal ve politik etkilerin yaklaşık 6,5 yılı kapsayacağını söyleyebiliriz. Ama tutulma öncü burçlardan biri olan Yengeç burcunda gerçekleştiğinden, etkilerini en kısa zamanda gözlemlemeye başlayacağız. Tutulmanın iki ay tutulmasının arasına düşüyor olması ve çok kısa sürede üç tutulma birden oluşacak olması, önemli bir sürece giriş yapmakta olduğumuzu gösteriyor.

 

Tutulmaların etkilerinin en çok gözlemlenen bölgelerde ortaya çıkması beklenir. Bu şartlarda tutulmanın en uzun süre izleneceği bölge olan Çin’e odaklanmamız doğru olacaktır.

 

 

 

Pekin’e göre çıkartılmış astroloji haritasında, tutulmanın 10. ev dahilinde kaldığını görüyoruz. Bu şartlarda hükümet ve yönetimle ilgili konular, ülkenin geleceğini ilgilendiren konular, uluslar arası platformda nasıl bir süreçten geçildiğinin çok önem taşıması gibi konular öne çıkacaktır. Ama esas dikkatimi çeken şey haritanın dip noktasına (4. ev girişine) çok yakın yerleşmiş ve tutulma ile yüzelli derecelik, ASC derecesine ve Uranüs’e kare açı yapmakta olan Plüton’dur. 4. ev yöneticisi Satürn haritanın 12. evinde ve Uranüs ile karşıt açıda olması da bu ev ile ilgili konularda zorlanmalara işaret etmektedir. Dünya Astrolojisi’nde 4. ev ülkenin iç güvenliği, toprakları, binaları ile ilişkilidir. Bu şartlarda iç güvenliği tehdit edecek, topraklara veya binalara zarar verecek durumların ortaya çıkma ihtimali güçlüdür. Pek tabii ki akla en başta deprem riski gelmektedir.

 

Tutulma haritasını, Çin’in astrolojik haritası üzerinde değerlendirdiğimizde, en dikkat çeken şeyin ASC/DSC eksenine çok yakın derecedeki Ay Düğümleri’ni görürüz.

 

 

Çin’in astrolojik haritasındaki Güneş-Uranüs karesi, ani yönetim değişikliklerinin yanı sıra, Güneş’in 8. evde yerleşmiş olması sebebiyle, depremler yüzünden can kaybını gösteriyor. 2009-2014 geçişinde, bu karenin Satürn, Uranüs ve Plüton tarafından sıklıkla tetikleneceğini biliyoruz. Bu şartlarda önümüzdeki dönemde Çin’de depremsel aktiviteler yüzünden önemli sayıda can kaybının yaşanabileceği akla geliyor hemen. Tutulma haritasının Plüton derecesi, Güneş-Uranüs karesini aktive ediyor. Transit Satürn 8. evden geçiş yapmakta. Dünya Astrolojisi’nde 8. evin genel konularından birisi de ölüm ve ölüm oranlarıdır.

 

Yengeç Burcu Yönetimindeki Yerler

 

Astrologlar, tutulmaların fiziksel ve zihinsel etkilerinin, gözlemlendikleri bölgelerde daha etkili olduğu öne sürmektedirler. Ama aynı zamanda gerçekleştiği burcun hangi bölgeleri ynettiğine de çok önem verirler. Tutulmanın kapsamına düşen şehir ve ülkeler şunlar:

 

•          Cezayir

•          Tunus

•          İskoçya

•          Yeni Zellanda

•          Amsterdam (Hollanda)

•          İstanbul (ve genel olarak Anadolu)

•          Bern (Almanya)

•          Cadiz, Saint Lucas (İspanya)

•          Cenova, Milano, Venedik (İtalya),

•          Newyork, Lubec (ABD)

•          Stockholm (İsveç)

•          Magdeburg, Wittenberg (Almanya)

•          York (Doğu İngiltere)

 

Tutulma su elementi burçlarından Yengeç’te olacağından, sularla ve denizlerle ilgili sorunlar oluşabilir. Tutulma Japon adaları ve Pasifik Okyanus’nun güneyinden, hatta Yeni Zellanda’dan da izlenecek. Yeni Zellanda aynı zamanda Yengeç burcu kapsamına giriyor. Bu şartlarda, pek çok şeyin yanı sıra, bu bölgede ortaya çıkabilecek deprem ve sonrasında gelecek tsunami riskini de göz ardı edemeyiz.

 

 

 

Wellington’a göre çıkartılmış astroloji haritanının ASC derecesine çok yakın düşen Plüton ve haritanın 8. evine düşen tutulmayı görünce, bu bölge de tutulmayı izleyen yakın süreçte tsunami riski olabileceğini söylemeden geçemeyeceğim.

 

Ah İstanbul!

 

Yukarıda görüldüğü gibi, klasik astrologlara göre (William Lilly, H.S Green, Raphael) Yengeç yönetimindeki şehirlerin arasında İstanbul (eski adıyla Constantinople) da vardır. Bu şartlarda bu tutulma Türkiye için, özellikle de İstanbul için önem taşımaktadır. Bu etkiler önümüzdeki 6 yıl 8 aylık bir sürece yönelik olsa da, İstanbul’a göre çıkartılmış astroloji haritasında tutulma haritanın 1. evine düştüğüne göre, etkilerinin tutulmayı takip eden ilk dörtte birlik sürece, yani 1 yıl 7 aylık bir sürece odaklanacağını söyleyebiliriz. Ama Yengeç burcunda tutulmalar bununla bitmiyor. Bu burçta iki tutulma daha gerçekleşecek. 11 Temmuz 2010'da 19 derece Yengeç'te yine tam Güneş tutulması var. 1 Temmuz 2011'de ise 9 derece Yengeç'te parçalı Güneş tutulması gerçekleşecek. Bu şartlarda yukarıda saydığımız Yengeç burcu yönetimindeki ülke ve şehirlerin önemi artıyor. Ülke olarak bizi en çok ilgilendiren İstanbul kuşkusuz. Bu yıldan itibaren, tutulmaların etkisini göstereceği dönemde İstanbul'un politik, stratejik, ekonomik, sosyal ve jeolojik açıdan büyük önem taşıyacak olduğunu düşünüyorum. Başka bir yazımda buna genişçe değineceğim… 

 

Ani Reform ve Değişiklikler

 

Her tutulma farklı zamanlarda başlar ve kendi periyotları vardır. Her tutulmanın getirdiği etkiler farklıdır. 22 Temmuz’da gerçekleşecek Güneş tutulması 11 Güney serisine ait. Avustralya’lı astrolog Bernadette Brady’e göre 11 Güney tutulması, ani reform ve değişiklik yapma ihtiyacının ortaya çıkacağını, eski düşüncelerin yetersiz kalacağını, engelleri aşmak için yeni yollar denemek gerekeceğini, bunun için de şiddete veya büyük güce başvurulacağını gösterir.

 

Tutulma derecesinin Uranüs ile üçgen açı yapıyor olması da bunu destekler cinsten doğrusu. İçinde bulunduğumuz ve 2011 yılına kadar etkin olacak Satürn-Uranüs döngüsü süresinde de mevcut düzene karşı çıkma ve reform ihtiyacının artacağını gözlemleyeceğiz. Satürn yavaş, tedbirli ve değişime karşı dirençlidir. Uranüs hızlı, spontane ve değişimcidir. Satürn beklenen, ne olup bittiğini anlayabileceğimiz, alışkın olduğumuz ortamları ve olayları sembolize eder. Uranüs ise beklenmedik, ne olduğunu anlayamadığımız, sarsıcı durumlarla ilişkilidir. Satürn katı ve somutçudur. Uranüs esnek ve değişken, soyuttur. Satürn kuralları koyar, sınırları belirler, yapıyı oluşturur. Uranüs kuralları çiğner, limitleri aşar, yapıyı bozar. Satürn düzen ve otorite, Uranüs ise karşı çıkış ve düzenin değiştirilmesiyle ilişkilidir. Dolayısı ile Satürn-Uranüs döngüsünde çatışmalar ve şiddet, otoriteye karşı ayaklanmalar, radikal kitlesel hareketler dikkat çeker. Düzeni koruma ve özgürlük kazanma gayretleri arasında, yapıları koruma ve değişim yaratma, gelenekçilik ile yenilikçilik arasındaki gerilimin tırmanması söz konusudur. Siyasi, ekonomik ve psikolojik seviyede krizler, kurulu düzenlerin beklenmedik çöküşü gibi durumlar görülür. Fiziksel anlamda travma yaratacak olaylar, kazalar dikkat çekici derecede artar. Ani değişimler ve uyandırıcı etkiler ön plandadır. Ama olaylara müdahaleler veya değiştirici girişimler sert bir şekilde ifade edilir. Fransız devrimindeki terör ve komünist Çin’deki kültürel devrimde olduğu gibi başarısız yönetim dönemlerinin ardından gelen baskıcı bir devrim niteliğinde karşımıza çıkar. Otoritenin sorgulanması, devrimsel nitelik taşıyan darbeler ile birçok seviyede ve birçok şekilde bozuk giden düzeni değiştirilmeye çalışıldığı dönemlerdir.

 

Otorite Figürleri İçin Zor Zamanlar

 

Astrolojik olarak Güneş tutulmaları güçlü otorite figürlerinin zorlanacaklarını, güçten düşme riski ile karşı karşıya geleceklerini işaret eder. Tutulmanın düştüğü Zodyak burcunun ana temalarında stres yaşanacağı düşünülür. Yengeç burcu eve ve aileye ait şeyleri gösterdiği gibi, ulusal konuları ve halkla ilgili durumları da temsil eder. Ayrıca Yengeç burcu sıvılar, sular, nehirler, göller, okyanuslar, denizler ve deniz mahsülleriyle, yiyecekler ve besleyici şeylerle ilgilidir. Bu şartlarda akla öncelikle sularla, denizlerle ilgili sorunlar geliyor. Tutulma Procyon, Pollux ile ve 0 derece Aslan’daki Güney Ay Düğümü de Aselli yıldızına yakın bir derecede gerçekleşiyor. Aselli ateş, asılma, kafa kesilmesi gibi şeyler veya şiddetli doğal felaketler yüzünden ölümle, gözden düşmeyle, hapsedilmekle ve büyük toplumsal değişimlerle bağdaştırılır. Bu toplumsal değişimler ordu veya kahramansı bir liderin ortaya çıkması ile gerçekleştirilir.

 

Eski astrologlar, tutulma derecesinin düştüğü burcun hangi dekanatında bulunduğunun önemli olduğu konusunda hemfikirdiler. Tutulma 29 derece 27 dakika Yengeç burcunda gerçekleşecek. Bu derece Yengeç burcunun 3. dekanına denk geliyor. Sepherial ve Raphael’e göre Yengeç burcunun 3. dekanında oluşacak Güneş tutulması insanlar arasında isyanların, provokasyonların ve bulaşıcı hastalıkların işaretçisidir.

 

Yengeç öncü burçlardan biridir ve Raphael’e göre öncü burçlarda gerçekleşen tutulmalar politik konularda önemli değişikliklere, hükümet veya yönetim değişikliklerine, devlet işlerindeki değişikliklere, insanlar arasındaki devrimlere ve uluslar arası ticaretin etkileneceğine işaret ederler. Öncü burçlarda gerçekleşen tutulmaların etkileri çok kısa süreden itibaren kendini göstermeye başlayacaktır.

 

Yengeç su elementi burçlardan biridir ve yine Raphael’e göre su elementi bir burçta gerçekleşen tutulmalar aşırı yağışlar, nehir veya suların taşması, deniz kazaları, boğulma olaylarının artması, sular veya likit şeylerden gelen sorunlar, hastalıklar, salgınlar, tanınmış kişilerin ölümü gibi durumlara işaret ederler.

 

 

Yengeç burcunun son derecesinde gerçekleşecek bu önemli tutulma, inanç sistemlerinde veya eski geleneksel kalıplarda ortaya çıkabilecek önemli değişiklikler ve karmaşa ile ilgili olabilir. Tutulma sonrasında hava koşulları da önemli ölçüde etkilenebilir ve beklenenin dışında hava koşulları yaşayabiliriz. Tutulma 29 derece gibi kritik bir derecede ve yine kritik bir derece olan 0 derecede bulunan Güney Ay Düğümü ile çok yakın derecede kavuşum yapıyor. Klasik Astroloji’de burçların son dereceleri kötücül olarak değerlendirilir ve olumsuz koşullara işaret eder. Güney Ay Düğümü ile kavuşum, önemli otorite figürlerinin spekülatif durumlarla karşılaşması, gözden düşmesi, yönetim değişiklikleri gibi durumlara işaret ediyor. Aslan burcunun 0 derecesindeki Güney Ay Düğümü’nün tutulma derecesiyle bu kadar yakın olması, spekülasyonlara ve skandallara neden olacak, güçlü politikacıları alaşağı edecek cinsten. Astrolojide, burçların son derecesi kötücüller olarak nitelendirilen Mars ve Satürn gezegenlerinin terim yöneticiliklerine düştüğü için, bu son dereceler tehlikeli görülürler. Özellikle de öncü burçların son derecesi, bir nevi kriz derecesi olarak görülür.

 

Klasik Astroloji’de, diğer gezegensel etkilerle birleşen güçlü bir Güneş tutulmasının, kitlesel yıkımları işaret edebileceği düşünülür. Tutulma esnasında uzak toleransla Satürn-Uranüs karşıtlığı var. Fakat bu karşıtlığın toleransı giderek daralacak ve Eylül ayında bu iki gezegen tam karşıt konuma gelecekler. Satürn-Uranüs karşıtlığının yakınlaşmasıyla paralel olarak 2008 sonbaharında, dünya büyük bir ekonomik krize girmişti. Jüpiter’in geri hareketli olması, Ekim ortalarına kadar finans sektöründe önemli gerileme ve problemlere işaret ediyor. Yengeç burcunun son derecesindeki bu uzun tutulma, dünya ekonomisi ve özellikle de borsa için kritik bir süreçte olunacağını göstermekte. Bu bağlamda Ağustos ve Eylül aylarının gergin geçeceği görülüyor. Ekim ayında bu gergin etkiler maksimum seviyesine varacak gibi gözüküyor. En dikkat çeken tarihler 12-22 Ekim aralığında.

 

Kritik Zamanlar

 

Önemli tutulmaların gökyüzünde bir çentik bıraktıkları söylenir. Sonraki dönemlerde bu hassas noktaya gelen transit ve ilerletmeler tetikleyici etki yaratabilirler. Her gezegen bu süreci kendi doğasının özelliklerine yönelik olarak etkiler.

 

Güneş: liderlik, otorite ve güç çekişmesi

 

Merkür: İletişimsel konular, haberleşme, önemli konuşmalar, eğitim, kısa yolculuklar

 

Venüs: Uzlaşma, diplomasi, insanlar arasındaki sevgi ve barışa yönelik konular

 

Mars: Mücadele, rekabet, çatışmalar, büyük gerginlikler, savaşlar

 

Jüpiter: İnançlar, ahlaki ve etik değerler, hukuksal konular, uzun yolculuklar

 

Satürn: Engeller, eleştiriler, sorumluluklar, gecikmeler

 

Önümüzdeki yaklaşık 19 aylık süreç içerisinde tutulmanın transit gezegenler tarafından tetikleneceği tarihleri aşağıya sıralıyorum.

  • 26 Ağustos 2009 Venüs
  • 15 Ekim 2009 Mars
  • 22 Ekim 2009 Güneş
  • 28 Ekim 2009 Merkür
  • 18 Ocak 2010 Venüs
  • 19 Ocak 2010 Güneş
  • 10 Şubat 2010 Merkür
  • 31 Mart 2010 Venüs
  • 2 Nisan 2010 Merkür
  • 19 Nisan 2010 Güneş
  • 14 Haziran 2010 Venüs
  • 9 Temmuz 2010 Merkür
  • 22 Temmuz 2010 Güneş
  • 8 Eylül 2010 Venüs
  • 14 Eylül 2010 Mars
  • 20 Ekim 2010 Merkür
  • 23 Ekim 2010 Güneş
  • 8 Kasım 2010 Venüs (Retro)
  • 27 Kasım 2010 Venüs (Direkt)
  • 15 Ocak 2011 Mars
  • 20 Ocak 2011 Güneş
  • 3 Şubat 2011 Merkür

Her gezegenin tetiklemesi önem taşımakla birlikte, Mars’ın tetiklemeleri en önemlisi olarak kabul edilir. Bu yüzden Mars’ın tutulma derecesini tetikleyeceği tarihleri kırmızı ile taradım. Gezegenlerin yörüngelerinin değişkenliği yüzünden hızlı ve yavaş hareket etmeleri dolayısıyla transit toleransları değişmekle birlikte, Jüpiter ve Satürn için 1 derece, diğerleri için 3 derece tolerans alabiliriz. Bu şartlarda yukarıda yazılan tarihlerde Merkür, Güneş ve Venüs için (+-) 3 gün, Mars için (+-) 6 gün tolerans almalıyız.

 

Bu arada Mars’ın Aslan burcunda geri hareketi dolayısıyla Güney Ay Düğümü çevresinde uzun süre kalacağını da hesaba katmalıyız. Bu bağlamda özellikle 2010 yılı Mart ayı dikkat çekmekte. Diğer bir dikkat çekici dönem de 28-29 derece Balık burcunda kavuşum yapacak Jüpiter-Uranüs kavuşumunun tutulma derecesine tam üçgen yapacak olduğu Mayıs ve Eylül 2010 tarihleri de dikkat çekiyor. Bu aylarda tüm ülkelerde ve topluluklarda bağımsızlaşma, özgürleşme arzusunun had safhaya varacağını, reformist ve devrimci girişimlerin artacağını ve teknolojik alanda gelişmelerin şaşırtıcı bir biçimde hızlanmaya başlayacağını söyleyebiliriz. Yengeç burcunun son derecesi Sabian sembolü “A doughter of the American Revolution” olarak verilmiş. Bu şartlarda tutulmanın devrimsel etkiler ortaya çıkartan yönünü vurgulayan Uranüs üçgenini de dikkate almamızda fayda var.

 

Tutulmalar ve Türkiye

 

2012 Öncesi ve Sonrası kitabımda üstünü çizerek belirttiğim gibi Yengeç burcunun 29, 19 ve 9 derecelerinde gerçekleşecek tutulmalar, 2009-2012 yılları arasında çok önemli gelişmeler yaşanacağını gösteriyor. Bu tarihlerin sırası, tıpkı piyango çekiliş tarihlerine benziyor. Bu tutulmalar, Türkiye için majör öneme sahip. Çünkü Türkiye astrolojik haritasında Yengeç burcu yükseliyor ve tutulmalar esnasında astrolojik haritanın Mars derecesi Satürn, Uranüs ve Plüton tarafından tetikleniyor.

  

 

 

Tutulma derecesi, Ankara’ya göre çıkartılmış astroloji haritasının 1. evine düştüğüne göre ulusal konuları, halkın girişimlerini ve genel durumunu, özellikle de halkın sağlığı ile ilgili durumları anlatır. Bu şartlarda, bulaşıcı hastalıklar konusunda mutlaka ciddi önlemler alınmalıdır. Bu tutulma insanlar arasında isyanlar temasını da tetikleyeceğinden, halkın çıkış yapacağı durumları, insanların birbirlerine tahammülünü zorlayacak durumları yaratmamak gerekir. H.S. Green’e göre tutulmanın 1. eve düşüyor olması değişimleri, endişeye maruz bırakacak ulusal sorunları, hükümet sorunlarını, büyük bir insanın ölümünü, halkın sağlığı ve başarısı açısından şanssızlığı anlatır. Satürn-Uranüs karşıtlığı haritanın 3. ve 9. evlerine düşüyor. Bu şartlarda seyahatler, eğitim, yayıncılık, hukuk ve inançlarla ilgili konularda gerginlikler yaşama olasılığımız güçlü. 3. ev yakın komşular, 9. ev ise uzak komşularla ilgilidir. Bu iki gezegen arasındaki sert açı, uzak ve yakın komşularımızı da karşı karşıya getiriyor. Tutulma, haritanın 1. evine ve ASC derecesine çok yakın düştüğüne göre, içinde bulunduğumuz bölgede, önümüzdeki 1,5 yıllık süreçte önemli gerginliklerin ortaya çıkacağını öngörmek hatalı olmayacaktır.

 

Tutulma haritasını TC astrolojik haritası üzerinde değerlendirdiğimizde, tutulma derecesinin astrolojik haritamızın 2. evi üzerine denk düştüğünü görüyoruz. Bu şartlarda ekonomik anlamda zorlayıcı bir sürece giriş yapmakta olduğumuz söyleyebiliriz. Bu bağlamda, özellikle Ağustos ve Eylül ayları dikkat çekerken, Ekim ayının ortalarında da önemli stresler görülmekte. Satürn-Uranüs karşıtlığı haritamızın 4/10 ekseni üzerinde çalışıyor. Transit Plüton’un haritamızın Ay derecesine karşıt açısı henüz etkili ve transit Uranüs de bu dereceyi tetiklemek üzere, giderek yakınlaşıyor. Bu tetiklenme, hem halkın genel durumu ve sağlığının tehdit altında olacağının, hem ekonomik bakımdan zorlanmaların ve hem de halk içinde etnik gruplaşma riskinin giderek artacağının göstergesi ne yazık ki. Umarım tüm bunları açıkça görürüz ve önlemci olma konusunda geç kalmayız…

 

Tam Güneş Tutulması ve İran

 

Seçimler sonrasında, kaos ve kargaşanın içinde kalan İran’ın 2010 yılında önemli gelişmelerin çok önemli bir başlatıcısı olacağını Dönüşüm Zamanı kitabımda irdelemiştim. Bu şartlarda tutulma haritasını İran haritası üzerinde de değerlendirmemizde fayda var.

 

 

Tutulma İran astrolojik haritasının 12. evine ve burada aynı derecede yerleşmiş olan Jüpiter üzerine düşmekte. 12. ev gizli düşmanlıklar, kötü niyetli girişimler, suikastlar, perde arkası oyunlar, entrikalar, hapishane ve hastaneler gibi kapalı yerlerle ilişkilendirilir. Jüpiter haritanın 8. evinin de yöneticisi durumunda. Bu şartlarda ölüm olgusu ve gizli yapılan işler, suikastlar konusu birbiriyle ilişkilenmekte. Transit Uranüs, haritanın 8. evinde riskli bir biçimde yerleşmiş bulunan Mars derecesinin üzerinden, transit Satürn de karşısından geçiş yapıyor. Bu yakın dönemde İran’da kaos ve kargaşanın yatışacağını düşünmemiz zor gözüküyor. Tam tersine, provoke eden durumlar ve halkın özgürlük ihtiyacı giderek tırmanacak demektir. Satürn-Uranüs karşıtlığı haritanın 2. ve 8. evleri üzerine düştüğüne göre, bu gerginlikler ekonomik alanda da kendisini gösterecektir.

 

Öner Döşer

25 Haziran 2009

Caddebostan