Astronomik açıdan yükselen burç derecesi, yani Ascendant, ekliptik ile yerel ufkun doğu noktasının kesişimi, doğu ufkunun başlangıç noktasıdır ve 1. ev girişidir. Bir horoskopta bulunduğu yer, bir saatte saat 9:00 pozisyonuna denk düşer. Yükselenin burç derecesinin tespiti kişinin doğum saatine ve yerine dayanır. Doğum saatinin astrologlar açısından bu kadar önemli olmasının nedeni de budur.
Astrolojiyle ciddi biçimde ilgilenen birçok insan, yükselenin bir haritadaki en önemli etmen olduğunu gözden kaçırmaktadır. Bu, çok ciddi bir hatadır ve ciddi bir astrolojik anlayış eksikliğini gösterir. Yükselene böylesi bir önem kazandıran ve diğer tüm etmenlerin üzerinde konumlandıran bu temel niteliği asla unutmamalıdır. Yükselen öncelikle, fiziksel ve zihinsel varlık olarak nitelendirilir. Dünyasal bakış açısıyla, vücudumuz olmaksızın, başka etmenlerin mevcut olmasına rağmen, haritadaki tüm diğer şeyler anlamsızdır. Vücudumuz yoksa, neyin anlamı kalır? Eski astrologlar yükselenin kestiği birinci evi bu yüzden “Yaşam evi” olarak adlandırmışlar ve diğer bütün evlerden üstün tutmuşlardır.
Bugün haritanın tamamından bahsederken horoskop kelimesini kullanıyoruz, ancak eski zamanlarda horoskop kelimesinin çok daha kısıtlı bir kullanımı vardı. Horoskop kelimesi Yunanca horoskopos’ tan gelen teknik bir terimdir. Hora “zaman” ya da “saat” anlamına, skopos da “gözleyen” anlamına gelir. Bir kişinin doğum anında ufkun doğu ucunda olan ya da oradan yükselen Zodyak burcunu gözlemlemek anlamında kullanılır. Eskiler, horoskopu yani doğum anında yükselen Zodyak burcunu ve özellikle de o burcun, yükselen olarak adlandırılan kesin derecesini bilmeye çok değer vermişlerdi. Bunun nedenlerinden biri, onun eşsizliğidir. Bir haritayı oluşturan bütün farklı enstrümanlar içinde yükselen burç derecesi (Ascendant) en farklı olanıdır.
Pek çok insan Güneş burcunu bilirken, yükselen burcunu bilenler pek azdır. Bunun sebebi herkesin doğum saatini net ve kesin olarak bilmemesindendir. Bu yüzden pek çok kişi Güneş burcunun kendisini derinlemesine tanımladığını inanmaktır. Oysa bir kişiyi tanımlayan Güneş ve onun yöneticisi burcu değil (örneğin Güneş Oğlak’ta ise Satürnsel özellikler taşımak gibi), yükselen burç ve yükselen yöneticisidir. Kuşkusuz Güneş, Ay ve diğer gezegenlerin kişilerin yaşamlarının tanımlanmasında önemli rolleri vardır. Ama tüm bu faktörler sadece yükselen içindir. Bunların alakalarını yükselenin bağlamına yerleştirmemiz gerekir. Yükselen burcun haritada oynadığı son derece önemli rolün değerini anlamamız gerekir, aksi taktirde haritadaki her şey bağlamından kopmuş olacaktır. Çünkü yükselen hayati önem taşımaktadır. Eğer yükselen (derecesi) sağlıklı ve güçlü ise, kişinin hayatı iyi olur, eğer öyle değilse hayat onun için tam tersi olacaktır. Bunu genel olarak yükselen derecesine gelen açılar, yükselende bulunan gezegenler, yükselen yöneticisinin haritadaki Zodyak durumu ve yerleşimi gösterir.
Sadece Güneş burcuna baktığımızda, onu insanlığın on ikide biriyle paylaştığımızı görürüz. 360 derecelik bir daire olan Zodyak’ta burcun kendine özgü yükselme derecesine, yani yükselene bakarsak bunun 360 insanda bire denk düştüğünü görürüz. Bu, doğada Güneş burcundan çok daha kişiseldir. Bu, yine de çok sayıda insan anlamına gelebilir; fakat dünyadaki on iki kişiden biriyle paylaştığınız Güneş burcunun yanında çok düşük bir rakamdır. Yükselenin haritanın en bireye özgü parçası olarak yorumlanmasının temeli budur. Ortaçağ yöntemleri kişiliği tanımlarken Güneş burçlarını değil, bireye özgü özellikleri kullanır ki bunlar: yükselen burç, yükselen burç yöneticisi ve onun Zodyak’taki durumu ve ev yerleşimi, yükselen derecesine yakın yerleşen planetler, yükselen derecesinin aldığı açılar ve ona açı yapan planetlerin niteliği gibi kavramlardır. Gökyüzündeki bu konumlar çabucak değişir, bu yüzden herkesin haritası farklıdır.
Bir kişinin mizacı hakkındaki bilgiyi birinci ev girişi olan yükselen burç derecesinden ediniriz. Mizaç, Ortaçağ fizyolojisine göre, vücut sıvılarının nispi oranları tarafından belirlenen, kişiye özgü ya da ayırt edici fiziksel ve zihinsel özellik olarak tanımlanmaktadır. Eğitimsel amaçlar doğrultusunda biz vücut sıvısı kelimesinin yerine elementi kullanabiliriz. Yükselen, mevcut elementlerin nispi oranlarına göre, bir kişinin fiziksel ve zihinsel özelliği ya da daimi tabiatı veya eğilimidir. Yükselen, doğum haritası sahibinin tecrübe ettiği tüm olayların temelini oluşturur. Kişi, yükselendeki burçla bağlantılı olaylara göre hareket edecek ve bunlarla belirlenecektir. Kişinin aklının bir köşesinde hep bu tip olaylar olacaktır. Kişi hakkında temel bir izlenim yükselen burcun gözlenmesiyle edinilir.
Yükselenin horoskopun %70’i olduğunu söyleyebiliriz. Yükselen vücuttur, doğal eğilimiyle fiziksel yapıdır. Ayrıca kişinin psikolojik düzeni, dış dünyayla kişinin içsel ve öznel özel dünyasının arasında duran maskedir. Yükselen burç, kişinin öncelikli motivasyonlarının neler olduğunu, kendisini güdüsel olarak ne şekilde ortaya koyduğunu, hayatla yüzleşme tarzını gösterir. Öncelikli motivasyon, kişinin güdüsel olarak ilk anda nasıl harekete geçtiğini gösterir. Örneğin Terazi yükseldiğinde, uyum sağlama gayreti ve uzlaşma arayışı söz konusudur. Adil ve tarafsız olma gayreti ön plana çıkar. Sosyalleşme ve ilişkiler hedefe varma konusunda önemli yer tutar. Stratejiler geliştirilecek, ittifaka açık olunacaktır. Kişi etrafında güzellikler görmeye, estetiğe ve sanata değer verecektir. Huzuru sağlamak, denge yaratmak en önemli motivasyon kaynağı olacaktır.
Yükselen derecesini kesen burcun cinsiyeti, element ve niteliği de özellikle doğum haritasının betimlenmesinde rol oynar. Harita sahibinin çevresiyle etkileşimini, harekete geçme tarzını, fiziksel sağlığını saptamada birincil derecede önemlidir. Örneğin yükselen derecesini eril burçlardan biri kesiyorsa, kişi baskın ve aktiftir; dünyadaki fırsatların farkındadır. Kendi şansını kendisi yaratma, seçme ve alternatifleri kendileri değerlendirme arzusu vardır. Buradaki burç öncü burçlardan biriyse, inisiyatif alma ve harekete geçme eğilimi ortaya çıkacaktır. Eğer buradaki burç hava elementinden bir burç ise, özgürlük ve hareket arayışı vardır. İletişim ve fikir alışverişi en öncelikli ihtiyaçtır.
Yükselen derecesi, horoskoptaki en önemli unsurdur ve bir kişinin en kendine özgü ve eşsiz parçasıdır. Hangi burcun yükseldiğinden başka, o burcun kaçıncı derecesinin yükselmiş olduğunu bilmenin önemini özellikle vurgulamak gerekir. Zira bu derece bize öncelikle yükselenin Almuten’ ini verecektir. Almuten, herhangi bir Zodyak derecesinde en asaletli gezegendir. Yükselen derecesinin Almuten’ inin hangi gezegen olduğu, haritanın hangi evinde yerleştiği ve açıları, neredeyse yükselen yöneticisi kadar önem taşır. Bu bize haritayı bir de başka gözle değerlendirme avantajı sağlar. Zira pek çok zamanlarda yükselen burcun Almuten’ i, yükselenin burç yöneticisinden başka bir planettir.
Diğer taraftan, yükselen derecesine düşen dekan ve terim yöneticileri de önemlidir. Mısırlılarda yükselen derecesinin düştüğü dekan yöneticisi kişinin tavrı ve fiziksel özelliklerini betimlemekte çok önemliydi. Bazı dekanlar şanslı, bazıları şanssız kabul ediliyordu. Bu dereceler kişinin doğum anında yükselen burç derecesinde olduğunda, kişiyi ne kadar iyi, ne kadar kötü bir hayat beklediği, ne kadar başarılı veya başarısız olacağı öngörülüyordu. Medikal astrolojiyle bağlantılı olarak da, her bir dekan insan vücudunun bir bölgesi/uzvu ile eşleştiriliyordu.
Uygulamada, bir kişinin davranışlarını anlamak için, yükselenden daha fazlasını bilmemiz gerekir. Yükselen derecesinde bulunan burcun nasıl işlediğini bilmek için, hem onu yöneten gezegenin doğasına, hem de bu gezegenin bulunduğu burca ve bu burcun da yöneticisine bakmalıyız. Yükselenin başka bir evde bulunan yöneticisi, kişinin hayatını ve alışkanlıklarını her zaman için yöneticinin bulunduğu evin konularıyla belirlenen doğrultuda etkiler. Sadece yükselen burcu ve yöneticisinin değil, aynı zamanda hangi gezegenlerin yükselen derecesi ve yükselen burç yöneticisiyle açı yaptığını da gözlemlemeliyiz. Bu yaklaşım bize kişinin davranışları, hayattaki şansları ve şanssızlıklarıyla ilgili daha doğru bir görüş ve daha bütünlüklü bir anlayış kazandıracaktır.
Bizim mizacımız temel olarak yükselendir denilebilir. Fakat bu mizaç yükselen derecesine açı yapan planetlerin niteliğine göre renklenir. Yükselen derecesine bağladığımız her gezegen, kendi doğasına has niteliklerini ekleyerek bireyin kişiliğinin oluşumuna katkıda bulunur. Kuşkusuz yükselen burcun gösterdiği öncelikli motivasyonu tam olarak değiştirmez, sadece ona kendi doğasında bazı ilaveler yapar. Örneğin yükselen Koç olan bir haritada Venüs yükselen burç çizgisine çok yakın duruyor ise, Koç’ un agresyonu, egosu yumuşar. Harita sahibi Koç’un uzlaşmaz ve kendi arzusu doğrultusunda hareket eden tavrını daha yumuşak ve yapıcı kullanabilir. Tabi ki burada yükselen Terazi’nin tavrını beklemek yanlış olacaktır. Zira Venüs zarar gördüğü Koç burcundadır ve bu yüzden de kullanımı dört dörtlük olmayacak, dahası, kullanımında hata olacak demektir.
Gerek doğum haritası astrolojisi ve soru astrolojisinde, gerekse astrolojinin tüm diğer branşlarında, eldeki haritaya girişte öncelikle yükselen burçtan başlanır. Çünkü bu derece tamamen kişinin, olayın veya sorunun doğduğu ana özeldir. Özellikle doğum haritası astrolojisinde karaktere, alışkanlıklara, tavırlara, fiziksel özelliklere ve sağlığa yönelik tespitlerde yükselen burç ve 1. ev, haritanın %70 gibi büyük bir oranını kapsar.
Öner Döşer, A.M.A.