Kadersel Yolumuzda Yeni Bir Süreç Başlıyor!
30 Ağustos 2012 tarihinde Ay Düğümleri burç değiştiriyor. Bu demektir ki kadersel yolumuzda yeni bir sürece giriyoruz. Peki, yeni süreç ne kadar devam edecek? Kadersel yolumuzda nasıl bir yön değişikliği olacak? Ne yönde ilerlememiz, ne yapmamız gerekiyor? Bu sorularımıza cevap alabilmemiz için Ay Düğüm’lerinin hangi burçlarda ilerleyeceği üzerinden gidebiliriz…
Ay Düğümleri yaklaşık iki buçuk yılda bir burç değiştirirler. Her burç değiştirmelerinde bizler kadersel olarak yeni bir yön kazanırız. Ay Düğümleri 3 Mart 2011 tarihinden bu yana İkizler-Yay burcu ekseninde hareket ediyorlardı. Bu dönemle ilgili gerek seminerlerimde ve gerekse yazılarımda kendi yüksek bilincimize yönelmenin, etik ve ahlaki değerler üretmenin, spontane ve dürüst iletişim sağlamanın, sıradan ve günlük konulara yönelmenin üzerine çıkarak, ilahi ve yüce bilgilere yönelmenin tekamül sürecimizde bizi daha başarılı kılacağından bahsetmiştim. Doğada vakit geçirmeye, meditasyon benzeri içe dönüş teknikleri uygulamaya, egzersizler yapmaya, sportif aktivitelere yönelmeye, kendinizle vakit geçirmeye ve yalnız kalarak iç dinamiklerinizi dinlemeye daha fazla vakit ayırmamızın bizim için iyi olacağını anlatmaya çalışmıştım. Bazılarımız bahsettiğimiz yönde ilerlemeyi başarırken, bazılarımız da bunda zorlandı pek tabii. Ama dünya genelinde İkizler-Yay burcu ekseninin temsil ettiği medya ve yayıncılık alanlarında, iletişimsel temalarda, eğitim sistemleri ve inançlarla ilgili konularda önemli gelişmeler yaşandığı da bir gerçek.
Kadersel yolumuzda yeni sürecimiz 30 Ağustos 2012-18 Şubat 2014 tarihleri arasında olacak. Bu süreç boyunca Güney Ay Düğümü Boğa burcunda, Kuzey Ay Düğümü Akrep burcunda hareket ediyor olacak. Bu şartlarda bu geçiş sürecinde bize yolumuzu gösterecek olan, Boğa ve Akrep burçlarının enerjisidir. Yolculuk Güney Ay Düğümü’nün bulunacağı Boğa burcu temalarından, Kuzey Ay Düğümü’nün yol alacağı Akrep burcu temalarına doğru olacak.
Boğa burcu maddi güvence ve rahatlık kazanma arzusunu temsil eder. Ama madem ki Kuzey Ay Düğümü Akrep burcunda yol alacak, o zaman dönüşümün gereği olarak, daha yüksek bir güç ve canlılık hali kazanmak için mevcut rahatlık düzeyini yitirmeyi göze almaya gönüllü olmamız, garanticiliği aşmamız gerekmektedir. Zamanın doğal ilerleyişine ve önceden tahmin edilebilir kalıcı sonuçlara götüren çabalarımız artık sonuç vermeyecektir. Zihinsel olarak buna uyumlanmamız gerekiyor.
Dönüşümü gerçekleştirmek için krizler deneyimleme cesaretini göstermek, Kuzey Ay Düğümü’nün yol alacağı Akrep burcuna ilişkin bir özelliktir. Maddi anlamda bizi aşırı garantici hale getiren alışkanlıklarımızı değiştirmemiz için, kriz durumlarını, giderek daha fazla yaşamamız gerekebilir.Ama bu riski göze almalı, dönüştürücü krizleri atlatmayı, yaşam yeteneklerimizi bu kriz durumlarında denge ve istikrar yaratmak için kullanmayı başarmalıyız.Bu krizler, neticede daha fazla güç kazanmamıza sebep olacaktır.Bir değişim yaşanması için, dışarıdan bir baskı gelmesi gerekmektedir. Ancak kriz durumlarında eyleme geçeriz. Ama bu krizi ne ölçüde zorlayıcı atlatacağımız bize bağlıdır. Krizi beklemektense, değişimi daha önce kabul etmemiz yararımıza olacaktır.
Dönemsel gezegen geçişleri ve gezegensel irtibatlarla da birleştirerek okursak, tekamülümüzün bu çok önemli sürecinde tüm değer sistemimizi yeniden oluşturmamız gerekebilir. Çünkü eski sistem bizi yavaş yavaş yıpratmaktadır. Eski sistemin yaşadığı bu zorluklar, aslında evrenin bizi harekete geçirmesidir. Yeni değerlerin daha doğru olduğunu hisseder, eski değerleri bir kenara bırakmaya gönüllü olur ve geri dönüp bakmadan değişimi gerçekleştirebilirsek, mutluluğa ve huzura giden yolu keşfetmiş oluruz.
Güney Ay Düğümü’nün bulunacağı Boğa burcu, tipik bir toprak elementi burcu olarak, dünyevi zevklere düşkünlük, sahiplenmek ve inşa etmekle ilişkilendirilir. Boğa burcundaki Güney Ay Düğümü sayesinde, mala, mülke fazlaca bağlanmış olduğumuzu ve birikimlerin, dünyevi zevklerin esiri olduğumuzu gösteriyor. Çok fazla şeye sahip olmaya çalışmak bizi gereğinden fazla yordu. Manevi temalara gereken önemi vermeyi, sahip olduklarımız için şükran duymayı, başkalarıyla paylaşmayı, fazlasıyla ihmal ettik. İçimizdeki boşluğu maddi şeylerle ve bedensel zevklerle doldurmaya çalışmayı bırakıp, bunun yerine, ruhsal farkındalığı arttıracak manevi bağlılıklar oluşturmaya başlamalı, bizi ruhsal doyuma ulaştıracak yolları izlemeliyiz.
Astrolog Robert Hand’e göre, Kuzey Ay Düğümü’nün bulunacağı Akrep burcunun özü mistik dönüşümdür. Bu, daha ziyade diğer dünyaya ait ve özverili bir mistisizmdir. Akrep, sıradan gerçekliklerdeki dönüşümün gücünü görür; fiziksel evreni inkar etmek yerine, ona üstün gelmek için fiziksel dünyanın dibine dalarak ötesine geçmek ister. Balık burcunun ön tasarımı gibi olan Akrep’te ilk kez egonun ölümü ile karşılaşırız. Akrep, evrenin derinliklerinin farkına varan ilk burçtur. Akrep, yaşamı ölümler ve kurtuluşlar zinciri olarak görür ve sonunda yeniden dirilmek için bu deneyimlere doğru yelken açar. Amaç, hayata daha fazla güvenmektir. Eğer bir ihtiyacımız varsa, evren bunu karşılayacaktır. Evrensel plana uyumlu davrandığımızda, doğru yoldayız demektir.
Şimdiye kadar hep bireysel olarak, kendimiz için önemli olan şeyleri inşa ettik. Ama şimdi toplum için yararlı olan şeyleri inşa etmemiz gerekiyor. Bunu başarmak için bütünleşmeli, kaynakları paylaşmaya gönüllü olmalıyız. Dünyevi değerlere tek başına sahiplenme dönemi sona ermektedir. Kendimizle aşırı ilgilenmeyi bir kenara bırakmalı, tüm gücümüzü başkalarıyla birlikte hareket etmeye odaklamalıyız. Gücümüzü başkalarıyla birleştirmemiz sayesinde yaşamımız yeniden enerjik ve canlı hale gelecektir. Başkalarına yardımcı olmak, onların hedeflerine destek vermek bizi de güçlendirecektir.Gerektiği yerde, en sevdiğimiz şeyleri bile paylaşmalı, fedakarca vermeliyiz. Diğer insanlarla derinlemesine bağ kurmanın eşsiz boyutunu yaşadıkça, yaşamımız yeni bir doluluk ve sevgi boyutu kazanacaktır.Beslenme kaynağımızın, diğer insanlarla sinerjik ve birbirini güçlendirici biçimde birleşmekten kaynaklanacağını unutmamalıyız. Gereksinimlerimizi aşırıya kaçmadan, başkalarını da düşünerek karşılamalıyız.
Her şeyi somut ve sağlam bir şekilde yapmaya alışmış durumdayız. Bu durum bizim değişim heyecanını kaçırmamıza sebep oluyor. Eski sınırları aşıp özgürlük ve sevgi uyandıran yeni boyutlara ulaşabilmenin heyecanını deneyimleyebiliriz.Yapacağımız işlere görüşümüzü genişleterek yaklaşmalıyız. Zihnimizi geniş ve özgür tutmamız, bize çok şey kazandıracaktır.Bizi sınırlayan değerleri ve idealleri yeniden değerlendirme dönemine girmekteyiz ve bunlardan tümüyle vazgeçmemiz gerekebilir. Sadece tam bir değişim ve dönüşümle kırmak istediğimiz rutinlerimizden kurtulabilir, özgürleşebilir, canlılık duygumuzu yeniden kazanabiliriz.Unutmayalım: “Şarabı yenilemek için, testideki eski şarabın dökülmesi gereklidir!”
Öner DÖŞER
28 Ağustos 2012, Salı
ASTROLOJİ OKULU, Caddebostan