Yaptığı eşsiz çevirilerle ortaçağ astrolojisini bugüne taşıyan ünlü astrolog ve felsefe öğretmeni Dr. Benjamin Dykes, “Uluslararası Astroloji Günleri” vesilesi ile bizlerle birlikte Astroloji Okulu’nda idi. Bu sayede, saygıdeğer meslektaşım Hande Kazanova ile birlikte astrolojiye ilişkin sorularımızı kendisine yöneltme fırsatı bulduk. Biz sorduk, Dykes içtenlikle yanıtladı. Röportajı sizler için yazıya döktüm. Keyifle okumanızı diliyorum…
* Barış: Horary (Soru) astrolojisi tekniklerini kullanırken ne tarz sorularla karşılaşıyorsunuz? Bu sorulara ilişkin olarak danışanın karar alma ve seçim yapma özgürlüğü bağlamındaki fikriniz nedir?
Benjamin:Bazı sorular üzerinde hiç kontrol sahibi olmadığımız konulara ilişkindir. Özellikle çevresel koşulların ve kişilerin yüksek oranda etkisinin olabileceği konulara ilişkin sorular, bizim kontrolümüzün dışındaki alanlara yayılır. Bazı sorular ise, üzerinde kontrol sahibi olabileceğimiz konulara ilişkindir. Bu noktada, danışanın seçim yapma özgürlüğü devreye girer. Ancak seçim yaparken yeterince özgür olduğumuza inanmıyorum. Çoğu kez kişilik eğilimlerimiz ve geçmiş tecrübelerimiz doğrultusunda seçimler yapıyoruz. “Özgür irade” kavramı, eski dönemlerde din adamları tarafından ortaya atılmış. İnsanın ruhunda Tanrısal bir kıvılcım olduğu düşünüldüğü için, insanın yüksek düzeyde seçim yapma özgürlüğü olduğu öne sürülmüş. Ancak ben seçim yapma özgürlüğümüzün bu denli yüksek düzeyde olduğunu düşünmüyorum.
* Hande: Peki, sizce değişebilir miyiz?
Benjamin:Evet, bence zaman içinde değişebiliriz. Ancak belirli sebeplerden dolayı ve belirli hedeflere ulaşmak için değişiriz. Değişime neden olan bu sebepler ve ulaşmak istediğimiz hedefler de kaderimizin bir parçası olabilir.
* Barış: Yaşam süresine ve ölümün şekline ilişkin soruların yanıtlanması bağlamında bir astrolog nasıl bir tutum içerisinde olmalıdır?
Benjamin: İlk olarak, yaşam süresi hesaplama tekniğinin yeterince güvenilir olmadığını düşünüyorum. Profeksiyon ve güneş dönüşü gibi diğer klasik astroloji tekniklerinin doğru sonuçlar verdiğine şahit oluyorum, ancak yaşam süresi hesaplamaya ilişkin tekniklerin ne denli doğru sonuç verdiği konusunda emin değilim. Ayrıca, bu tekniğin iyi sonuç verdiğine emin olsaydım bile, kullanmak konusunda kararsız kalırdım, zira yaşam süresi ve ölümün şekli oldukça hassas konular. Bu konulara ilişkin soruların cevaplanması, danışan kişide olumsuz bir etki yaratabilir. Ancak bazen istisnai durumlar karşımıza çıkabilir. Mesela, bir kişinin kanser olduğunu ve daha ne kadar zamanının kaldığını sorduğunu varsayalım. Eğer yaşam süresi tekniğinin işlevselliğinden emin olabilseydik, işte o zaman bu kişinin sorusunu yanıtlamak mantıklı olurdu.
* Barış: Koç burcu; kuzey yarımkürede ilkbaharın başlangıcına denk gelirken, güney yarımkürede sonbaharın başlangıcına denk geliyor. Güney yarımkürede Koç burcunda doğan bir kişinin, Terazi burcunun özelliklerini taşıması mümkün mü? Sizce mevsimsel Zodyak, kuzey yarımkürede olduğu gibi güney yarımkürede de işlevsel mi?
Benjamin:Bence, bu durum Mevsimsel Zodyak’ın işlevselliğine dair bir sorun teşkil etmiyor. Aslında bu durumun sorun zannedilmesinin temel nedeni, Ptolemy’nin burçları mevsimler ile eşleştirerek nitelendirmiş olması. Burçların doğasının mevsimler ile ilişkili olduğunu düşünmüyorum. Eğer burçların doğasının mevsimlere dayanan bilimsel bir nedeni olduğunu savunursak, o zaman bir sorunumuz var demektir, zira astroloji bir bilim dalı değildir, “sembolleri okuma sanatı”dır. Kadim bilgeler, astrolojinin tıp ile benzerlik gösterdiğini belirtmişler. Bir doktor, hastanın bedeni inceleyerek ve çeşitli belirtilerden yola çıkarak hastalığın ne olduğunu tahmin etmeye çalışır. Biz de “gökyüzünün doktorlarıyız”. Gökyüzünü inceleyerek ve çeşitli belirtilerden yola çıkarak, gelecekte neler olabileceğini tahmin etmeye çalışıyoruz.
* Barış: James Braha’nın belirtmiş olduğu gibi, “Yıldızsal Zodyak kullanan Hint Astrolojisi ile mevsimsel Zodyak kullanan Batı astrolojisinin, psikolojik ve öngörüsel analizler açısından benzer sonuçlar verebileceğine” inanıyor musunuz?
Benjamin:Farklı sonuçlar elde edilecektir. Ayrıca, her ikisinin birden doğru sonuçları vereceğine inanmıyorum. Bence, Mevsimsel Zodyak hem öngörüsel hem de psikolojik açıdan oldukça tatmin edici sonuçlar veriyor. Bu yüzden Mevsimsel Zodyak kullanmaya devam edeceğim.
* Hande: Astrolojik teknikleri günlük hayatınızda ne derecede kullanıyorsunuz?
Benjamin:Genel olarak, doğum haritama ilişkin dönemsel transitleri, güneş dönüşü haritamı ve profeksiyon haritamı değerlendiririm. Sadece belirli bir döneme ilişkin ana çerçeveyi belirlemeye çalışırım. Bunun dışında, her gün doğum haritamı incelemem.
* Hande: Astrolojik açıdan değerlendirdiğinizde, 2012 yılının ve önümüzdeki yılların dünyaya neler getireceğini düşünüyorsunuz?
Benjamin:Bildiğiniz gibi Persler 20 yılda bir gerçekleşen Jüpiter- Satürn kavuşumuna ekstra bir önem vermişlerdir. Yaklaşık olarak 240 yılda bir bu kavuşum yeni bir elemente (ateş, toprak, hava, su) geçiş yapar. 2020 yılında Jüpiter-Satürn kavuşumu yeni bir elemente geçiş yapacak. Kavuşum hava elementinden olan Kova burcunda gerçekleşecek. Bu durum dünyadaki güç dengelerinin dramatik bir şekilde değişeceğine işaret ediyor. 240 yıldan beri dünyayı yöneten bazı devletler, artık yeterince etkin olamayabilir. Yeni süper güçler ortaya çıkabilir!