SATÜRN AKREP’TE NELERİSEMBOLİZE EDİYOR?
Sebep-Sonuç Yasasının (karmanın) yöneticisi Satürn, 05 Ekim 2012 tarihinde, 2015 Eylülüne kadar kalacağı Akrep burcuna geçiş yaptı. Peki, Satürn, Akrep burcuna geçiş yapmadan önce, yaklaşık 2.5 yıl kaldığı Terazi burcunda iken bizim hayatımıza neler getirdi? Satürn, hava (iletişim) elementinden olan Terazi burcunda kaldığı süre boyunca ikili, profesyonel ve toplumsal ilişkilerimizde bize sınırlamalar getiren, bariyer koyan kişilerle ve olaylarla karşılaşmamız, sınırlarımızı korumamız, iletişim tarzımız, birçok şeyi kuralına göre oynayıp oynamadığımız, eşitliğin, hak ve hukukun her iki tarafı da bağladığı konularda bizi testten geçirdi. Eski, işe yaramayan, kopma noktasına gelen ilişkilerimiz bitti ve yerlerini yeni ve taze ilişkiler aldı. Ortaklıklar kurduk ya da eski ortaklıkları sonlandırdık. Tek başına hareket etmememiz, karşımızdakini yani ötekini de düşünmemiz ve önemsememiz gereken tecrübeler yaşadık. Evlilik ve ikili ilişkiler, sosyal ilişkilerin önemi, diplomasi, nezaket, incelik, siyaset-politika, eşitlik, haklar, kanunlar, davalar, anlaşmalar, sözleşmeler ve birçok şeyi kuralına göre oynamamız hakkında çok şey öğretti. Daha dengeli davranmanın önemini anladık. Düşünmeden, içimizden geldiği gibi yani impulsif davrandığımızda kaybettiğimiz ya da yanıldığımız olaylarla karşılaştık ve diplomasi dilinin öneminin farkına vardık. İkili ve toplumsal ilişkilerimizde birbirimizi bağlayıcı kararlar aldık, aramızda sözleşmeler ve antlaşmalar yaptık. Diplomatik yoldan halledemediğimiz sorunlarla hukuki yollardan uğraştık.
Satürn artık Terazi burcundaki yolculuğundan çıkıp, Akrep arşetipinin yenileyici ve dönüştürücü özelliği olan derin sularına girdi. Artık ruhumunuzun derinliklerine sızmanın, iyileşmemiş yaralarla, bastırılmış ya da yüzleşmekten kaçınılmış kısımlarıyla karşılaşma vakti geldi.
Akrep Arketipi Neleri Sembolize Eder?
Akrep, bir sonbahar burcudur. Doğada Akrep zamanı olan Ekim sonu ve Kasım ayı boyunca yapraklar dökülmeye ve çürümeye başlar. Yazın hasadını yapmış olan doğa ana yavaş yavaş çiçeklerden, yeşillikten, yapraklardan ve çevreye canlılık veren her şeyden elini ayağını çeker ve tohumlar bir daha filiz vermek yani yeniden doğmak üzere geçici bir ölüm yaşar. Günler kısalmaya, geceler uzamaya başlar. Akrep zamanı bizi kışa hazırlar. Havalar soğumaya başlar ve doğa, ilkbaharda yeniden doğmak üzere yavaş yavaş ölür.
Akrep arketipi; yaşama yeniden dönmesini sağlayacak, derinlerde-özde yatan, kimsenin sormaya kalkışmadığı derin soruları sorup bunların cevabını ve çıplak gerçeği bulmaya çalışır. Bunu yaparken asla yüzeysel davranmaz ve derinliklere dalmaktan kaçmaz. Ruhun derinliklerine yaptığı yolculuk tıpkı alşemik bir yolculuğa benzer. Çeşitli yanma, birleşim, erime, değişim ve başkalaşım süreçlerinden geçer ve yanarak küllerinden yeniden doğar. Akrebin sembollerinden biri Zümrüdüanka kuşu diğeri de kartaldır. Tıpkı Anka kuşu gibi yanarak küllerinden yeniden doğması yani ölüm ve yeniden doğuş, Akrep arketipinin önemli temalarından biridir. Kişinin durduğu zeminin ayaklarının altından kayarak ruhsal, duygusal, maddi ve manevi ölümü (ego ölümü) deneyimleyerek küllerinden yeniden doğması bu arketiple etkileşim halinde olan insanların deneyimledikleri bir gerçekliktir. Akrep, Mars yönetiminde olan bir burç olduğu için, mücadeleden yılmaz ve savaşır.
Akrep burcunun diğer sembollerinden biri olan “Kartal” ise, çok yükseklere çıkabilen, her şeyi ayrıntılı olarak görebilen, gözünde iki retinası olan, gözleri çok keskin bir kuştur. Kartal, eski tradisyonlarda, gücün göklerdeki simgesidir, gök ile yer arasında hızla gidip gelebilir, habercidir. Kartalın güneşe gözünü hiç kırpmadan ve ayırmadan sabitçe bakabilen tek canlı olması özelliği, kartalı pek çok gelenekte, güneş, ateş ve ışıkla ilişkilendirilmesine ve ışığı (bilgiyi, doğruyu, gerçeği) doğrudan alabilen varlık olarak nitelendirilmesine yardımcı olmuştur.
Akrep, su elementinden, dişil ve nemli bir burçtur. Suyun doğasına benzer bir şekilde, girdiği kabın şeklini kolaylıkla alır. Nemli doğası nedeniyle akışkanlık, esneklik, her şeyin derinine nüfuz edebilme özelliği vardır. Bilinçaltının derinliklerine kolayca sızar. Hassasiyeti ve algısı çok açık olduğundan etrafındaki ince nüansları çok kolay sezer. İlk bakışta su gibi durgun ve sakin görünmesine karşı, daha derin yüzeylerde fırtınalar kopabilir.
Akrep burcu; duygusal yoğunluğu fazla olan, tutkulu, güçlü sezgi ve kararlılık sahibi, ketum, rezerve, duygu ve düşünce dünyası derin, yoğun ama gizli, bu yüzden etkilenmeye açık olan ama bunu yüzeyde belli etmeyen, bu yüzden soğukkanlı görünebilen, manyetik bir çekiciliğe sahip, yenilenme ve dönüşüm temalarını hayatında sıklıkla deneyimleyen bir burçtur. Etrafındaki insanları röntgen cihazı gibi kolaylıkla okuyabilir. Analizleri, sezgileri ve algılamaları çok derin ve tutarlıdır. Bırakma, vazgeçme, kriz, değişim, dönüşüm ve ölüm temaları hayatında önemli yer tutar. Birşeyi bırakmaya karar verdikten sonra kararından dönmez. Yüksek sezgi sahibidir ve çok iyi bir gözlemcidir. Araştırmacı yapısı nedeniyle doğal bir dedektiftir. Haksızlığa uğradığını düşündüğünde ya da kinlendiğinde, karşı tarafın açıklarını sezgi, gözlem ve analiz gücüyle çok rahat bulur ve onları nokta atışıyla vurur. Ketum yapısı ve sağır bir burç olması nedeniyle çok konuşmaz. Gizlilik kendisi için önemlidir.Sabit bir burç olması nedeniyle, kararlı ve inatçıdır, ama bir şeye çok fazla inandığında o konu hakkında obsesif hale gelebilir. Akrep, gölge tarafıyla kendi gücünü ve kaynaklarını karşısındakini kontrol etmek için, kısacası manipülasyon için kullanabilir.
Bu yüzden Akrep burcu;derinlik, karanlık, gölgeler, ölüm, tekrardoğuş, cinsel güç, miras, ortaklaşa paylaşılan maddi kaynaklar, vergiler, yer altı, arkeoloji, arkeologlar, petrol, sırlar, güç, dedektifler, casuslar, ruhun derinliklerinde yatan ruhsal güçler, iyileşme-dönüşüm-şifa-sağaltım, psikiyatristler, terapistler, bilinçaltı uzmanları, duyu dışı algılama, psişikler, şifacılar ve şamanlarile ilişkilidir.
Satürn: Zamanın Yöneticisi ve Karmanın Lordu
Güneş sisteminde gezegenlerin diziliş sırasıyla 7.sırada yer alan Satürn, kendisinden sonra gelen ve evrensel & aşkın enerjileri temsil eden, transpersonel (kişilik ötesi) dediğimiz gezegenler olan Uranüs, Neptün ve Plüton’un arasında bir duvar gibi durur ve sınırları temsil eder. Satürn bir anlamda eşiktir. Dünyadan çıplak gözle bakıldığında görülen en son gezegendir. 7’li gezegen sisteminin son ayağıdır ve bizim bilinç sistemimiz yani dokunduğumuz, gördüğümüz, işittiğimiz ve algıladığımız her şey ile ilgilidir.
Satürn; toplumsal olan ile evrensel – aşkın olan enerjiler arasında bir kapıdır, bir geçiştir. O yüzden Satürn, daha çok dünyevi olanla bağlantılıdır. Dünyevi realiterle, daha evrensel üst sistemlerin arasında sınırda durur ve bizim toplumdaki yerimizin, statümüzün işlerimizin ve sorumluluklarımızın çerçevesini çizer. Büyümemizi, olgunlaşmamızı ve sorumluluk almamızı ister ve bunun zamanı geldiğinde bizi gerçeklerle karşılaştırır. Sorumluluklarımızdan ne kadar kaçarsak kaçalım, Satürn transitlerinde, kaçtığımız şeyler eninde sonunda kıskıvrak yakalar bizi.
Eski Roma’da Zaman Tanrısı olarak bilinen Kronos’un, astrolojik karşılığı Satürn’dür ve Satürn, Zamanın Yöneticisi olarak, ektiğini biçme yasası olan Karma’nın Lordu olarak bilinir. Satürn; kronolojik zaman, tarih ve geçmişle de ilgilidir. Grafisinden de anlaşılacağı gibi, orak biçimindeki sembolünde, artı işaretiyle (+) maddeyi, yarım daire şekliyle de ruhu sembolize eder. Maddeyi temsil eden tarafı, Satürn’ün gerçekçi (realistik) tarafını vurgular ve aynı zamanda maddeye şekil ve form veren özelliğini de beraberinde taşır. Örnek olarak, “doğum” Satürnyen bir olaydır. Ruhun, doğum yoluyla dünyaya gelişi yani maddeye bağlanışı (ete kemiğe bürünüşü) ve anne-babanın hayatına yeni bir sorumluluk getirmesi, Satürnyen enerjinin hayatımızda nasıl çalıştığını anlamamız açısından güzel bir örnektir.
Satürn Akrep’te Nasıl Çalışır?
Karmanın yöneticisi olan yaşlı ve bilge adam Satürn, Akrep’teki yolculuğuna 05 Ekim 2012 tarihinde başladı. Bu transitin hayatınızda yarattığı etkileri Haziran 2012 tarihinden itibaren görmeye başlamış olabilirsiniz. Satürn transitinde, doğum haritanızda Akrep burcu hangi yaşam alanınızı yönetiyorsa, o yaşam alanıyla ilgili iyileştirilmesi ve dönüştürülmesi gereken konular tetiklenip gündeme gelir. O konularla ilgili sorumluluklar almaya, kendimizde eksik bulduğumuz tarafları geliştirmeye, gerçeklerle yüzleşmeye ve kendimizi gerçekleştirmeye bakmalıyız.
Satürn; Zaman Tanrısıdır ve dolayısıyla büyümeyi, olgunlaşmayı ve bilgeleşmeyi anlatır. Satürn normalde kaçmak isteyeceğimiz sorunlarla karşılaştırır bizi. Mesela, yetişkin olduğumuzu kabul etme, maddi açıdan ayaklarımızın üzerinde durabilme, vergilerimizi, faturalarımızı ödeme, işe girme, sevmediği işi bırakma, yürümeyen bir ilişkiyi sonlandırma, işte sorumluluk alma, ev satın alma, evin içinde gerekli tadilatları yapma, hasta olan bir yakınınıza bakma, ölüm-miras işleriyle uğraşma, evlenme, çocuk sahibi olma ve çocukların bakımıyla uğraşma gibi gerçek konularla yüzleşmeye ve sorumluluk almaya çağırabilir bizi.
Haritamızda natal Satürn’ün yeri, nerede transit ettiği ve yaptığı açılar, Satürn’ün bize hangi hayat senaryolarıyla gelmekte olduğu konusunda bilgi verir.
Satürn, aynı zamanda kaosa düzen getirir. Kurallar, düzen ve organizasyonlarla yapılanmayı sağlayarak kaosu sonlandırır. Soğuk ve kuru doğasıyla, önce bizi sınırlandırır, kendimizi engellenmiş gibi hissedebiliriz, adeta donup sıkışıp kalabiliriz. İlk aşamada harekete geçmek için motive olamayabiliriz ama sonrasında, içinde bulunduğumuz durumun farkına varabilirsek, yani yüzleşebilirsek, harekete geçmeye ve kendimizi gerçekleştirmek için belirli şekle bürünmeye ihtiyaç duyarız.
Satürn, Akrep arketipinin sembolize ettiği konular olan, ölüm, doğum, miras, veraset, ortaklıklar, ortaklaşa paylaşılan maddi kaynaklar, sigorta, vergiler, borçlar, krediler, güç savaşları, gücün manipülatif şekilde kullanılması, cinsellik, cinsel güç, cinsel manipülasyon, sırlar, derinlerde gizli kalmış konular, derin analiz, araştırma & geliştirme, bilinçaltı, şifacılık, iyileştirme, metafizik ve okült konular üzerinden bizi test edecek ve bizi gerçeklerle yüzleştirecektir. Tabii ki, doğum haritamızda Akrebin hangi yaşam alanlarımızı yönettiğine bakmamız gerekir.
Satürn’ün Akrep burcuna geçişiyle beraber, dünya ekonomi ve finans piyasalarında krediler, faizler, uluslar arası borçlar, vergiler, morgage ve ortak finansal kaynakların paylaşımında krizler sık sık gündeme gelebilir.
Kişisel ve ortaklaşa alanda, mesela ortaklıklarda, güç savaşları ve manipülasyonlar yaşanabilir. Yeni ortaklıklar kurulabilir, eskiler kopabilir ya da şekil değiştirebilir. Maddi kaynakların paylaşılması sıkıntı yaratabilir. Ölüm-miras-veraset konularından kaynaklanan ortaklaşa mal paylaşımları gündeme gelebilir.
Akrep enerjisi gizli ve derindedir. İçimizdeki fark etmediğimiz güç kaynaklarının farkına varmak ve onlarla bağlantıya geçmek, şifacı ruhumuzu açığa çıkarmak, derinlerde yatan korkularımızı ve yaralarımızı dönüştüren enerjilerin katalizörü olma zamanı geldi.
Akrep burcu, doğum ve ölümle ilgili olduğundan, doğuma yani hamileliğe neden olan cinsellik ile birebir ilişkilidir. Cinsellik, cinsel manipülasyon, cinsel güç, cinsel hastalıklar ve gölge yönüyle cinselliğin sapkın bir şekilde kullanılması da Satürn’ün Akrep burcundaki transitinde sık gündeme gelebilir. Cinsel kimliğimiz ve bununla ilintili olarak kendi eril/dişil yanlarımızla bütünleşmek ve buna engel olan blokajları çözmenin önemini ve gerekliliğini, Satürn’ün Akrep burcundaki transitinde daha çok kavrayabiliriz.
Satürn transiti, bize sorun çıkarmaz, sadece varolan sorunları çözmenin vaktinin geldiğini göstermek için halihazırdaki sorunları ortaya çıkarır. Karmanın yöneticisi olduğu için, hak edilmiş başarıyı ve çabayı ödüllendirir, yani meyvesini almadığınız çabalarınızın ve emeğinizin karşılığını alırsınız fakat hak edilmemiş hakların, başarının ve ödülün de elinizden alındığı ya da hakkını vererek kurmadığınız bir zeminin ayağınızın altından çekildiğini de deneyimleyebilirsiniz.
Yazımı, sufi düşünür Feridüddin-i Atttar’ın, Akrep arketipinin Ankaya benzetilmesini çok iyi anlatan bir hikayesiyle bitirmek istiyorum. Anka sembolizminde, kuşun yanması, cehenneme iniş deneyimini, yeniden doğması ise arınılarak saf şuur halini elde edişini simgelemektedir:
Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş…
Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş.Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış.Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.
Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg’ un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.
Ancak Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş.Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar.Yorulanlar ve düşenler olmuş.
Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış);
Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
Baykuş yıkıntılarını özlemiş,
Balıkçıl kuşu bataklığını.
Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi “şaşkınlık” ve sonuncusu Yedinci Vadi “yokoluş”ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş…Kaf Dağı’na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
Simurg un yuvasını bulunca öğrenmişler ki;
“SİMURG ANKA – Otuz Kuş” demekmiş.
Onların hepsi Simurgmuş. Her biri de Simurgmuş.
Dilek YILMAZ
18.10.2012
İstanbul
Yararlanılan Kaynaklar:
- A New Look At An Old Devil, Liz Greene, Samuel Weiser Press
- Planets in Transit, Robert Hand, Whitford Press