Bernard Shaw’ın Haritasına Kısa Bir Bakış,
T-Kare Açı Kalıbı
“Bernard Shaw, Pygmalion oyununun galası icin Winston Churchill'e bir davetiye gönderir ve klasik İrlandalı alaycılığı ile şu notu da ekler:
Davetiye iki kişiliktir. Bir dostunuzu da getirin eğer varsa.
Churchill bunun üzerine yıldızının hiç barışmadığı ama görüşmekten de kendini alıkoyamadığı Bernard Shaw'a şu notu gönderir:
Galaya değil ama ikinci oyuna gelirim tabi sahnelenirse.”
26 Temmuz 1856, 00.55’te, Dublin, İrlanda’da dünyaya gelen ünlü oyun yazarı Bernard Shaw, en çok Jan D’ark (Saint Joan) adlı, sinemaya da uyarlanmış olan oyunuyla tanınmaktadır. Kimine göre bir aziz, kimine göre ise deli olan Joan adındaki bir genç kızın, kendi ülkesi için erkeklerle birlikte savaşmak istemesi, bazı doğaüstü ilhamlar alması ve Tanrı’nın buyruğunu yerine getirdiğini söylemesi üzerine dönemin engizisyon mahkemesi tarafından yargılanmasını anlatan hikaye, oldukça ruhani duyarlıklara hitap eden, tinsel ve radikal bir dille anlatım bulmaktadır. Shaw’ın dönemindeki pek çok yazarla, politikacıyla, zaman zaman toplumla çatışmalar yaşadığı bilinmekte, sivri dili, etkin yazma yeteneği, kızıl saçları ve sosyalist görüşleriyle de tanınmaktadır.
Bu yazıda, Shaw’ın haritasındaki T-Kare açı kalıbı ve olası etkileri üzerine bir inceleme gerçekleştireceğim:
Açı kalıbı, haritalarda, öncelikle gezegenler arasında, ikincil tercih olarak asteroidlerin ve bazı önemli harita noktaları arasında gerçekleşebilen bir yapıdır. Bu haritada T- Kare açı kalıbının gezegen konumları aşağıdaki gibidir:
1. 3. Evde Güneş Aslan’da.
2. 9. Evde Kiron Kova’da.
3. 12. Evde Plüton Boğa’da.
Shaw’ın haritasındaki bu açı kalıbının Apex’inde (baskı noktası) Plüton’un olduğunu görmekteyiz.
3. ev konularında, asaletli bir Güneş söz konusudur, Shaw’ın fiziğine de kızıl saç ve sakal olarak yansımış olan güçlü Aslan özellikleri, aynı zamanda bu kişinin, 3. evin konuları olan yazarlık, iletişim gibi konularda tam bir görünürlük, sahnede olma, parlaklık haline sahip olacağını, yazarlıkla ilgili bir ünü ifade etmektedir. Fakat bu ifade, 12. ev, yani gizli düşmanlar, bilinçaltı, kontrol edilemeyen ve farkında olunmayan koşullarla ilgili alanda dönüştürücü, zaman zaman yıkıcı bir etki sahibi olan Plüton’la gergin bir açı olan kare açı halindedir. Boğa’daki Plüton’la 3. Evdeki Güneş’in kare açısı, kişinin yazarlıktan gelen ünü ve kabiliyetiyle, paranın getirdiği değerlerin oluşturduğu bazı yozlaşmış yapıları dönüştürme isteği arasındaki stresi anlatır. 12. evdekiPlüton aynı zamanda gizli gruplara üyelikle de açıklanabilmektedir, Shaw’ın Fabian Cemiyeti’ne üye olduğu bilinmektedir.
Güneş’in karşıt, Plüton’un ise kare açı halinde olduğu 9. evde, Kova Burcu’ndaki Kiron, kişinin yine yazma yoluyla kitlelere ulaşma, akıl, rasyonalite yoluyla toplumsal hizmete ulaşabilme, birlikte hareket etme gibi temaları harekete geçiren ve yaraları da bu alanda olan biri olduğu söylenebilir. 9. ev konularını da düşünürsek, kişinin yaralandığı konuların yükseköğrenim, ilahi konular, yurtdışı, yabancılar olduğunu ve eğer başarabilirse, Kova burcu niteliğinde, yani toplumlara yeni, özgün, özgürlükçü, zekice fikirlerle şifa getirebileceğini Kiron’un konumundan görebilmekteyiz. Gerçekten de Shaw, sosyalist düşünceye sahip olmasının yanı sıra, Jan D’ark adlı oyununda, kimsenin Tanrı’yla irtibatta olduğuna inanmadığı bir saf ruhu anlatmaktadır. Jan D’ark, Kova burcunun 9. evde bulunmasını andıracak biçimde, bulunduğu dönemdeki yozlaşmış inanç çevrelerine ve yanlış uygulamalarına (engizisyon) bütünün iyiliğini isteyen fakat radikal algılanan bir tavırla karşı koymaktadır.
Apex’te, baskıyı alan gezegen olan Plüton’un, kişinin yazarlığından ve kitlelere evrensel bilgiyi ulaştırmak isteyen özgürlükçü yanından etkilendiğini söylemek mümkün. Kişinin düşmanlarının ya da gizli ittifaklarının Boğa’daki Plüton gibi güç sahibi kimseler olabileceğini, bu düşmanlıkların ya da ittifakların yine Boğa burcu niteliğinde kalıcı tarzda yaşanabileceğini düşünebiliriz. Plüton’un krizler yoluyla dönüştüren doğası ile maddi güvence seven Boğa burcunun bir aradalığı, Plüton’un bu burçta zararlı çalışmasına neden olmaktadır. Boğa’daki Plüton, gücün para yoluyla sağlanabileceğine dair bir enerjinin açığa çıkması, madde yoluyla dönüşüm, maddenin krizler yoluyla aşılmasını anlatır. (Plüton’un bu burçtan son geçişi sırasında Birleşik Devletler’de iç savaş gerçekleşmiş ve sonrasında köleliğin ortadan kalkmasına yönelik girişimler söz konusu olmuştur.)
Bu sıkıntının aşılması için Apex’in karşısındaki boş alana baktığımızda, Akrep Burcu’nun girişini kestiği 6. evi görmekteyiz. Ayrıca Plüton da modern astrolojide Akrep’in yöneticisi olarak kabul edilmektedir. Kişinin güç odaklarına 6. ev nedeniyle hizmet etmesi, onlar için günlük rutin işleri ya da inceleme araştırma gibi derin işleri üstlenmesi baskıyı rahatlatabilir ya da tam tersi, baskıyı uygulayanların bir parçası olmasına neden olabilir. Harita sahibinin daha basit, daha az görünür olan işlere yönelmesi, 3. evdeki asaletli Güneş ve 9. evdeki misyon sahibi Kiron’un baskısını azaltabilir. Bir başka çözüm yolu da, Apex’in yani baskının bulunduğu burcun yöneticisinin konumuna bakmaktır. Plüton, Boğa burcunda olduğu için Venüs’e baktığımızda, Venüs’ün de 3. evde Aslan’da bulunduğunu görmekteyiz. İlişki kurma biçimini ve sevgiyi Aslan’ın olumlu özelliklerini (candanlık, cömertlik) kullanarak sergilemesi kişi için destekçi olacaktır.
Kiron asteroidinin bulunduğu Kova burcunun klasik astrolojideki yöneticisine baktığımızda, yaraların nedenlerinin kişinin toplumsal kimliğine dair olduğunu, 1. evde bulunan Satürn gezegeninden anlamaktayız. Bu evdeki Satürn, bu kişinin toplumsal olarak kısıtlanması, yoksunluk hissetmesi gibi nedenlerle fazlasıyla çalışması, durumları ancak aşırı çabayla aşabilmesi, bir tür zorlanma ifade ederken, aynı zamanda Satürn niteliğinde işlerle de uğraşılmasını gösterebilir.
3. evdeki Güneş’in yüceldiği noktaya baktığımızda bir bölümü Koç burcuna denk gelen 11. Ev ve Koç’taki Kuzey ay düğümü dikkati çekmektedir. Kişinin, ilişkiler yoluyla değil “ben” demek suretiyle, kendinden güç bularak harekete geçmesi beklenmektedir. Güney ay düğümüyle kavuşum halinde, Terazi’de bulunan Mars da, ilişkilerde dengesizliğe, bir çeşit agresyona ve bu agresyonun enerjisinin, Kuzey ay düğümünün Mars’ın yöneticisi Koç’ta olması nedeniyle, ilişkilerden alınarak kişisel güce dönüştürülmesine işaret eder. 3. evdeki Güneş ile yüceldiği Koç’u bağdaştırdığımızda, kişinin gruplar, dernekler ve toplum içinde, cesur, güçlü ve lider niteliğiyle, bazen bu liderlikten gelen dünyevi güç ile başarılı olabileceğini, yazma biçimini bu tavırla biçimlendirmesinin başarı getirebileceğini düşündürmektedir. Açı kalıbıyla birlikte baktığımızda, Koç Burcu’nun getireceği bireysel cesaret ve güçten gelen agresyon, stresi tetikleyecek dahi olsa kişiyi Kuzey ay düğümü yönüne, yani başarıya ya da yaşamdaki görevine taşıyacaktır. Nitekim, sivri dili, yazılarında ve yönetim kademesindeki kişilere (Churchill gibi) yazdığı mektuplardaki iğneli sözlere bakılırsa Koç niteliğinde bir yazarlığın söz konusu olduğunu ve bununla yozlaşmış kurumsal yapılara bütünün hayrına karşı çıkışın gerçekleştiğini anlayabiliriz. 3. evdeki asaletli Güneş’i de işte 2014 yılında bile Shaw’ı böyle anmaktadır.
Kaynakça:
Öner Döşer, Astrolojide Temel Kavramlar, AstroArt Astroloji Okulu Yayınları
http://tr.wikipedia.org/wiki/George_Bernard_Shaw
http://tr.wikiquote.org/wiki/George_Bernard_Shaw