Güneş’in 0 derece Koç burcuna girdi. Dünya Astroloji Günü kutlu olsun!
Dünyada olduğu gibi, Türkiye’mizde de astrolojinin hak ettiği değeri kazanacağına gönülden inanıyorum. Zira ülkemizde de pek çok değerli astrolog bulunmakta, bunlardan bazıları uluslar arası platformda ülkemizi temsil etmekte, bazıları çeşitli eğitimler ve seminerler düzenleyerek, ülkemizde astrolojiye olan ilginin artmasını sağlamaktalar. Astrolog Hakan Kırkoğlu ve Barış İlhan 15-20 Mayıs tarihleri arasında Denver-Colorado'da düzenlenecek olan astroloji konferansında konuşmacı olarak yer alacaklar. http://www.uacastrology.com/ Bu tür konferanslara Türkiye'den katılımın ilerleyen dönemlerde daha da artması en büyük dileğimiz. Astrolojiyi bulunduğu noktadan daha da saygın bir noktaya taşımaya yönelik tüm bu çabalar, bir gün mutlaka hedefine ulaşacaktır.
Astroloji, kişisel gelişimimizi sağlayan, ruhsal anlamda bizi besleyen, hayatı anlamamıza yardımcı olan çok güzel bir uğraş kuşkusuz. Eski alimlerin pek çoğu bu ilimle yakın uğraş içerisinde olmuşlar, astrolojiye aşkla çalışmışlardır. 1. yüzyılda yaşamış coğrafya bilgini ve astrolog Ptolemy kitabı Tetrabiblos’un 3. bölümünde astroloji hakkında şöyle diyor: “Ruha nelerin iyi geldiğine bakacak olursak, saadet, keyif ve genel olarak tatmin sağlamakta insani ve ilahi şeyleri bütünlüklü olarak kavratan bu öngörüden daha öte bir şey olabilir mi?”
Astroloji bilgilerini kabul etmeyenler, eleştirenler, hatta yanlışlığını ispat etmeye ve çürütmeye yönelik çalışmalara başlayanlardan pek çokları, sonradan bu harika ilme hayran kalmışlar, uygulamışlar, hatta astrolojiyi savunan görüşler ortaya koymuşlardır.
“Siz, Astroloji ve Hayatınız” kitabının yazarı Joseph F. Goodavage, astrolojiyi kesin olarak çürütmek üzere yola çıkmış, bu amaçla yaptığı araştırmalar neticesinde, astrolojiyi en sıkı savunanlardan biri olmuş, hatta astrolojiyi “Tüm bilimlerin anası” olarak nitelendirmiştir.
Eğitimli bir gökbilimci ve fizikçi olarak, ilk başlarda astrolojinin geçerliliğinin kanıtlanmasına ihtimal vermeyen ve astrolojiye yönelik birtakım kanıtlar bulunduğunu bilmesine rağmen, gezegenlerin insan yaşamını ne şekilde etkilediğini açıklayabilecek bir mekanizmayı hayal bile edemeyeceğini söyleyen Playmouth Üniversitesi öğretim ve araştırma görevlisi Dr. Percy Seymour, astroloji üzerine araştırma yapmaya başladıktan sonra şöyle diyor: “Astrolojiyi çürütmek adına bu basit yöntemleri kullananlar aslında bilim felsefesinin prensiplerini ihlal etmektedir. Bilim felsefesi açıdan bakıldığında astroloji teorilerinin tamamının işe yaramaz olduğunu söylemek doğru değildir. Bu bilimsel yöntemleri göz ardı etmektir. Astrolojiyi inkar eden argümanları incelediğimde bunların tamamen bilimsellikten uzak, akademik dil kullanımı ile yapılan bir tür bağnazlık olduğunu gördüm.” (Bu röportaj “The Mountain Astrologer” dergisinin 1998 Ağustos/Eylül aylarındaki 80. sayısında yayımlanmıştır.)
Astrolojiyle ilgili bazı görüşleri aynen aktarıyorum:
Muhaliflerine rağmen astroloji “en güçlü silahları olan gerçekler sayesinde kolay bir zafer ve görkemli bir galibiyet kazanacaktır.” (Alfred John Pearce, yaklaşık 50 yıl boyunca Zadkiel’in bilge editörü, Astroloji Prensiplerinin Savunması ve Yorumu, 1863.)
" Güneş sistemindeki cisimlerin 1. Zekamız. 2. Duygularımız 3. Fiziksel bedenimiz. 4. Dünya ile ilişkilerimiz üzerinde değişimlere yol açtığına en şüpheci kişiler bile er yada geç uygulamalı örnekler sayesinde ikna olacaktır.” (zamanının önde gelen İngiliz astrologlarından Charles Carter, Astrolojinin Prensipleri, 1925.)
" Resmi bilimler eski insanların yanılmadığını fark edecek ve yeni araştırma yöntemleri sayesinde astroloji eski prestijine yeniden kavuşacaktır. " (Deneysel testlere dayanarak yargılarda bulunan bir Fransız astrolog, Les Objections contre L'Astrologie: Reponses aux critiques anciennes et modernes 1929.)
"Şimdiye dek astroloji üzerine ciddi bir çalışma yapıp da astrolojiyi reddeden kimse olmamıştır.” (Amerikalı astrolog ve Astroloji Araştırma Derneği başkanı Nicholas de Vore, Astroloji Ansiklopedisi, 1947.)
"Diğer bilimler tarafından dışlanan astroloji, aslında bilimsel düşüncede neredeyse merkezi bir role sahiptir." (Zamanının önde gelen bir İngiliz astrologu John Addey, Astrolojinin Yeniden Doğuşu, 1971.)
"Astroloji yaşamın her alanına ışık tutar; Seksten kariyere, karaktere ve gelecekteki olasılıklara ve daha fazlasına… " (300 gazetede astroloji köşesi ulunan Amerikalı astrolog Sydney Omarr, Astrolojinin Sizinle İlgili Açıklamaları, 1973.)
"Astrolojinin insan yaşamında uygulanamayacağı hiçbir alan yoktur.” (10 dilde bir milyondan fazla baskı yapan Gerçek Astrolog 1975, kitabının yazarları Julia ve Derek Parker. (Julia Parker aynı zamanda İngiliz Astroloji Fakültesi’nin de başkanıydı.)
"Astroloji ile ciddi ve açık fikirli bir şekilde ilgilenenler bu konuda pek dalga geçemezler. Astrolojinin gerçekleri tartışma götürmez.” (Avustralyalı psikolog ve astrolog Mary Coleman, Astroloji Işığında Doğru Partneri Seçmek, 1986.)
“Bilimsel doğruların küçümseyen kahkahalarına rağmen astroloji birtakım önde gelen çağdaş düşünürleri büyülemeye halen devam etmektedir.” (İngiliz Astroloji Derneğinin eski başkanı ve derneğin gazetesinin editörü Charles Harvey ve Suzi Harvey, Astrolojinin Prensipleri, 1999.)
"Astrolojinin kullandığı semboller yaşamın ruh dilidir. Bu semboller sadece evrenin gizemlerini değil yaşamlarımızın gizemlerini de ortaya koyar. " (Amerikalı danışman psikolog ve astrolog Gina Lake, Ruhun Sembolleri: Astroloji 2000 ile Karmanızın Keşfi,2000.)
Astroloji, yeni ve yekpare dünya görüşünün ortaya çıkmasına yardımda bulunarak insan ve evreni biraraya getirip bu ikisinin aşkın anlamlarını tesis eder.” (Amerikalı filozof ve astrolog Profesör Richard, Kozmos ve Psişe,2006.)
Bu tür beyanlar çoğaltılabilir. Bunlar sadece bazıları…
“Alimlerin ilmi” olarak nitelendirebileceğim astroloji sanatını öğrenmekten, bildiklerimi öğretmekten (naçizane) çok büyük mutluluk duyduğumu, bu ilme olan aşkımı ve saygımı bir kez daha önemle vurgulamak istiyorum…
Yazımın sonunda bir şeye değinmeden geçemeyeceğim.
Astroloji Okulu’na derse gelen sevgili öğrenciler, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da, sonlarına yaklaştığımız eğitim sezonu içerisinde, günlük hayatın uğraşları ve yükümlülüklerine, maddi ve manevi sıkıntılara, zorlu hava koşullarına, hastalılar gibi engellere rağmen, büyük bir aşkla derslere gelmeye devam ettiler. İşte bu değerli öğrencilerden biri olan Hande Baybalı’yı, çatlamış olduğu anlaşılan ayağının acısına ve doktorunun istirahat etmesini tavsiye etmesine rağmen koltuk değnekleriyle derse katılmaya geldiğini görünce, hepimiz çok duygulandık.