AY DÜĞÜMLERİ BURÇ DEĞİŞTİRİYOR! BALIK – BAŞAK TRANSİTİ

AY DÜĞÜMLERİ BURÇ DEĞİŞTİRİYOR! BALIK – BAŞAK TRANSİTİ

Ay Düğümleri Nedir?

Ay Düğümleri gerçek bir gökcismi değildir, astrolojik olarak sanal iki göstergedir.

Güneş ve Ay’ın yörüngelerinin kesişim noktalarıdır.

Karmik astrolojide yeri ve etkileri son derece kadersel olması sebebiyle önemi büyüktür.

Başımıza gelen olaylardan ziyade, yaşadığımız olaylardan bize kalan duygu durumlarını anlatırlar.

Ay Düğümleri, duygusal yükümüzü depolayan bir havuz ve duygularımızın kasasıdır.

Güney Ay Düğümü, geçmişin duygularıyla doludur ve toksik, işe yaramayan birçok duygu burada biriktiğinden kısmen arınılması ya da uzak durulması gereken alandır.

Kuzey Ay Düğümü, bu yaşamda yeni duygusal deneyimlerin doldurulacağı geleceği temsil eden boş bir alandır. Yapıcı ve ilerletici deneyimlerle doldurmak gerekir.

Ay Düğümleri, gezegenlerin etkileri ile ortaya çıkan, yaşanan durum ve olayların değerlendirilmesinin yapılmasını, idrak edilmesi ve bir çeşit duygusal deneyim olarak hafızalarda yer alması sürecine hizmet ediyor.

Ay Düğümleri Koç – Terazi aksında iken;

Ay Düğümleri, Zodyak’taki bir tam turunu yaklaşık 18,5 yılda tamamlar ve bu transit sürecinde bir burçta ortalama yaklaşık 1,5 yıl kadar kalır.

Son 1,5 yıldır transit ettiği Koç-Terazi aksında, * Biz * kavramını koruyarak, gerektiğinde bu duyguyu destekleyerek; * Ben * kavramını oluşturabilmeyi, bunu öğrenmeyi ve tekil başlangıçlarla, önderliklerle taçlandırmayı hedefledi.

Tüm dünyada hem bireysel hem de toplumsal alanda, yaşamdaki savaş, barış dengesini sınadı.

Kuzey Ay Düğümü Koç burcu transiti boyunca vermek istediği (savaşmak, hayatta kalmak, liderlik ve öncülükler olarak) tüm mesajları ve duygu durumlarını tüm dünya ’da izledik.

*Lider ya da Önder olmak, başta bulunduğu çevreye sonra ise yaşadığı Dünya’ya yarar sağlayıcı hareket edebilmektir. Sezgisi, zekâsı ve bilgisi ile kararlar alıp uygulayarak süregelen akışta köklü değişiklikler yaparken tüm canlı haklarını da gözetebilen kişidir.

Kuzey Ay Düğüm Koç transitinin insanlık adına Dünya’daki bazı lider figürleri tarafından gölge yönünün kullanıldığını aslında son aylarda içinde bulunduğumuz süreçle ilgili birçok duygumuzun ve arzumuzun hayal kırıklığına uğradığını, zorlanıldığını ve kontrolsüz güç durumlarının yaşandığını görerek gözlemliyoruz; Güney Ay Düğüm Terazi doğasında yaşadığımız kayıplar gözler önüne seriliyor.

Koç – Terazi aksının doğru kullanımına dair;

İlişkileri zorbalık değil, birliktelik güçlendirir* cümlesi ile özetleyebiliriz.

Balık – Başak Transiti Başlıyor! (12 Ocak 2025 – 27 Temmuz 2026)

12 Ocak 2025 tarihi ile (Batı Astrolojisinde true node* kullanıyoruz) Ay Düğümleri, Balık – Başak aksına geçiyor.

** Yaşanılan tüm olumsuz duygulara rağmen sevgiyi ve evrensel birlikteliği koruyarak, diğer ruhların da bunu deneyimleyebilmeleri için çalışmak.

Kuzey Ay Düğüm Balık burcu, yardımı esirgemeyen, fayda sağlayan, evrensel birliktelik düzeni kurmak için her şeyi ortaya koyan, fedakarlıktan vazgeçmeyen, tüm ruhlar ve canlılar için hayatı kolaylaştırmayı hedefleyen, gönüllü olan bir enerjiyi anlatıyor.

Güney Ay Düğüm Başak burcu, neredeyse tüm işleri yapılması gereken bir sorumluluk gibi gören, Dünyevi işlerin koşturmacasına dalan, hizmet konusunda kendini kontrol edemeyen, çok ince detaylarla boğuşan, yalnızca çok çalışarak en kusursuza ulaşabileceğini düşünen ve hayatını buna göre düzenleyen bir enerjiyi vurguluyor.

Dolayısıyla, 2026 yılının Temmuz ayına dek ağırlık verilmesi gereken genel konular;

– Hatalara karşı daha esnek olabilmek ve yapılan işlerden tatmin olmaya çalışmak ilerleyebilmek adına önemli olacak, kurallar, sistem ve tatminsizlik konusunda sabit ve sert bir algıda kalmak süreci ilerletmenin aksine blokajlayacak ve durduracaktır. Kısacası esnek olabilen kazanacak.

– Bu süreçte gerekli olan bakış açış şu yönde olmalıdır; üzerine düşeni yaptıktan sonra gerisini oluruna bırakmak, bir problem olduysa *bunda da vardır bir hayır! Diyebilmek.

– Esnek olmayan ve kolaylıkla yargılayan mizaç değiştirilmelidir. Eleştirinin dozunu kaçırmak yerine, kabullenebilmeyi ve detaylardan daha çok bütüne bakabilmeyi amaç edinmeli hem topluluklar hem de bireyler.

– Bireylerde huzursuzluk, psikolojik rahatsızlıklar, kaygılı hallerde artış maalesef gözlemlenecektir, 2025 ve 2026 yıllarında en çok ses getirecek ve artış görülecek rahatsızlık *Psikoloji ve Sinir Sağlığı olacak.

Bu durumu törpüleyebilmek için takıntılı hallerde kaybolup gitmemek, her durumun düzelme potansiyelinin yüksek olduğunu idrak edebilmek, gerekiyorsa uzman kişilerden destek alma ihtiyacını normal karşılamak gibi algı dönüşümlerine çaba harcanmalıdır.

– Sanat ve film dünyasında yerelde ve belirli bir sistem içinde kalanların, her zaman olan konulara, kurallara uygun hareket edenlerin aslında kaybedeceği bir dönem olacakken; evrensel olanı, kolektife ait olanı ve bilinçaltını konu alan, spritüal ve metafizik ve inançlar alanlarına atıfta bulunan ilhamlı işler büyüyecek.

Bu satırları yazarken çalışmalarını ilgiyle takip ettiğim Psikolog Tülay Kök’ün şu cümlelerinde Kuzey Düğüm Balık temasını buldum ve sizlerle de paylaşmak isterim;

‘’ Bardağı taşıran son damla* sözü var ya, o bardak nasıl doldu diye sormak lazım. Mutlu zamanlarda düşünülmeden söylenen evetler, verilen tavizler bardakta yer tutmaya başlıyor.Bardağı boşaltmanın yolunun son damla ve akabinde gelen patlama olduğunu öğrenmişiz. Oysa en önemlisi biriktirmemek! Şartlar gereği biriktiği zaman boşaltmayı öğrenmek! İki gündür geç yatıyor, erken kalkıyorsam şunu bilmeliyim, üçüncü gün tükenmiş olurum. Böyle bir günde karar almamalı ve ciddi konuşmalar yapmamalıyım. Çünkü bardağım dolu meseleler büyüyebilir. Migren atağı geçirmeden de karanlık bir odaya çekilip yalnız kalabilirsiniz. Tükenme emarelerini göz ardı etmeden öğrenebilirsiniz. Hasta olmayı beklemeden, bu tempo ile gidersem hasta olabilirim diyerek işten izin alabilirsiniz. Yarın yüksek tempolu bir gün geçirecekseniz, bugün kendinize birazda olsa zaman ayırabilirsiniz. Ne kadar hıza ne kadar süre dayanabildiğinizi siz bileceksiniz. Önemli olan bardağınızı başkası uygunsuz bir zamanda taşırmasın. Bardağınızı siz ele alın. Ruhunuza kulak verin.

Balık – Başak Aksında Tarihte Neler Yaşandı?

Yakın dönemi incelediğimde Kuzey Ay Düğümü Balık – Güney Ay Düğümü Başak aksı zamanları;

• 2 Aralık 1987 – 22 Mayıs 1989

• 22 Haziran 2006 – 18 Aralık 2007

Bu tarih aralıklarında yaşanılan önemli olaylar;

*12 Ekim 2006- Yazar Orhan Pamuk Nobel Edebiyat Ödülü aldı.

*19 Ocak 2007- Hrant Dink suikastı: Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink İstanbul’da uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü.

*21 Şubat 2007 – Elazığ’da meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depremde Maden ve Sivrice ilçelerinde 1.927 ev hasar gördü.

*6 Mart 2007- YouTube internet sitesine erişim mahkeme kararıyla engellendi. (YouTube’a Türkiye’den erişimin engellenmesi)

*7 Nisan 2007- Karadeniz Sahil Yolu hizmete girdi.

*İzmir’den Nevşehir’e geziye giden ilkokul öğrencilerini taşıyan otobüs Aksaray’da kamyonla çarpıştı. Kazada çoğu öğrenci 33 kişi öldü, 29 kişi yaralandı.

*18 Nisan 2007- Zirve Yayınevi Katliamı: Malatya’da Hristiyanlık konulu kitaplar basan Zirve Yayınevi’nde çalışan 3 kişi boğazları kesilerek öldürüldü.

*13 Mayıs 2007- Türkiye tarihinin en büyük mitingi İzmir’in Gündoğdu Meydanı’nda yapıldı.

*16 Mayıs 2007- Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi tamamlandı ama kimse seçilemediğinden dolayı göreve devam etti.

*17 Eylül 2007- Metrobüs Topkapı- Cennet Mahallesi rotası ile açıldı.

*16 Ekim 2007- Tüm Türkiye’de Türk Telekom istekli işçileri tarihte ilk kez greve başladı.

*21 Ekim 2007- Türkiye’de Cumhurbaşkanını halkın seçmesi konusunda referandum yapıldı.

*11 Ocak 1988- Türkiye, Avrupa Konseyi’nin “İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezanın Önlenmesi” konulu sözleşmesini imzaladı.

*25 Ocak 1988- Türkiye, Birleşmiş Milletler ‘in insanlık dışı muamele ve işkenceye karşı uluslararası sözleşmesini imzaladı.

*3 Temmuz 1988- İstanbul Boğazı üzerindeki ikinci köprü açılıyor.

*3 Aralık 1988- Yükseköğretim Kurulu, üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldırdı.

*7 Mart 1989- Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in başvurusu üzerine, “Üniversitelerde bayan öğrencilerin baş örtüsü takmalarına izin veren” yasal düzenlemeyi iptal etti.

*26 Mart 1989- Türkiye Yerel Seçimleri yapıldı.

TÜRKİYE NASIL ETKİLENECEK?

Türkiye’nin topraklarını ve yönetimsel süreçlerinin yanında uluslararası ilişkilerini ve komşu ülkelerle bağlantılarını etkileyecek olan bu süreç gündeme toprak ve topraktan alınan ürünler, madenler, binalar, imar ve emlakçılar, yaşam koşulları temalarını getirecek.

Bunun yanı sıra, başkan ya da üst düzey yöneticileri ve hükümeti de etkisi altına alırken; parlamentodaki muhalefeti ve hukuk davalarını, kurumsal fabrikaların yerleşimini genel anlamda ise vatanseverlik konularında kadersel olarak yaşanması gereken olay ve durumları gözler önüne serecek.

Yurt içi ulaşım (kara ve deniz yolları trafiği) ve genel olarak ülkemizin her türlü taşımacılığını, haberciliği, basın yayın organlarını, iletişim ve internet ağlarını, kamuoyunun görüşlerini, gazetecilik sektörünü bunlara ek olarak komşu ülkeler ile ilişkilerini bu dönemde önemli hale getirecek.

Tüm haberleşme sistemlerini de etkisi altına alacak olan Balık-Başak aksındaki Ay düğümleri süreci, uluslararası haberleşmeler, dinsel yapılar, mahkemeler ve üniversiteler & yüksek öğrenimler de dahil olmak üzere tüm eğitim sistemi, hakimler ve hukuk konuları, dış işleri bakanlığı, göçmenlerle ilgili konular üzerinde de etkili olacak.

Türkiye’nin Kuzey Ay Düğümü Başak burcu ve ülke haritasının 3. Evine düşmektedir. Ülke olarak kaderimizi gerçekleştirebilmemiz ve başarıya ulaşabilmemiz için yönelmemiz gereken alanların komşu ülkeler ile iyi ilişkiler kurmak ve yanı sıra kendi bulunduğumuz bölgeye enerjimizi akıtmaktır.

Buradan yola çıkarak başarıya ulaşmakta geliştirmemiz gereken en önemli faktörler planlı düzenli ve sistemli hareket etmek, kendi toprak bütünlüğüne önem göstererek kaosa düşmeden ilişkilere sistem ve düzen getirmektir. Transit Başak Güney Ay Düğümü, ülkemizin Kuzey Ay Düğümünün üzerine (tüm burç) düşmektedir. Bu da bu zamana kadar toksik hale gelmiş, işe yaramayan belirli düzen ve kalıpların artık daha mantıkçı bakış açısıyla, sorun çözme ve fayda sağlama eğilimli hem kendi topraklarında halkını gözeterek hem de evrensel sevgiyi ve birliği hedef alarak yenilenmesi gerekliliğini vurguluyor.

12 Ocak 2025 – 27 Temmuz 2026 arası süreçte Türkiye’nin kendini geliştirmesi gereken bir diğer konu da ülke yönetimi konuları, dış ilişkileri, ticareti, medya yayın ve hak hukuk konuları olarak özetleyebilirim.

Bu süreci evrensel bakış açısıyla size aktarmaya çalıştım, bireysel doğum haritalarınızda pek tabii konumlanmalar incelenmeli ve analiz edilmelidir.

Büşra PARILTAN – ASA

22 Kasım 2024