Hint astrolojisi ile Batı astrolojisi arasında ne fark vardır?
Gelen maillerde ve görüşmeler sırasında sık sorulan sorulardan birisi Batı astrolojisi ile Hint astrolojisi arasında ne farkın ne olduğu yolunda…
Bu konuda en karışık bulunan nokta, iki sistem arasında başta yükselenler olmak üzere, Güneş ve Ay gibi gezegen yerleşimlerinin farklı olabilmesinden doğuyor. Bu durumu en basit hali ile açıklayacak olursak;
Batı astrolojisinde Güneş’in baharı başlattığı nokta Koç burcu ile başlar yani Güneş, 0 derece ile Koç burcuna geldiğinde ilkbahar başlamış olur. Bu duruma Bahar noktası ya da Bahar Ekinoksu denir. Bunun altındaki astronomik hesaplama oldukça karışık olduğu için ayrıntıya girmiyorum ama astrolojik hesaplamalara yabancı olanların bu noktada bilmesi yeterli olan alan, BATI astrolojisinin başlangıç noktası olarak mevsimleri (tropikal Zodyak) kullandığını ve Güneş’i de referans olarak aldığıdır.
Bu durumda, Batı astrolojisine göre; Güneş 0 derece ile Koç burcunda ilkbaharı başlatır, 0 derece ile Yengeç Yaz’ı, 0 derece de Terazi Sonbaharı ve Oğlak burcunun ilk derecesi de Kışı başlatır. Mevsimlerin başlattığı batı astrolojisi Tropikal Zodyak, yani mevsimsel sistemi kullanır.
İşte çok genel olarak bu dağılımdan dolayı da Batı astrolojisi Güneş Astrolojisi olarak tanımlanabilir. Zira bu başlangıçlar Güneş ile adım atabilirler…
Hint astrolojisine gelince…
Hint astrolojisinde kullanılan referans noktası takımyıldızlardır. Sideral, yani yıldızıl sistem üzerine kurulmuştur. Yıldız, yani sideral Zodyak sabit yıldız konumlarını temel alır ve sabit olan yıldızıl Zodyak ile hareket halinde olan mevsimsel Zodyak arasında dünyanın dönüş eksenindeki eğimi nedeniyle ortalama 24 derecelik bir fark oluşmuştur. İşte bu fark, iki sistem arasında yükselenlerin farklı çıkmasına neden olmaktadır.
Batı astrolojisi ile Hint astrolojisi arasındaki ayrıldıkları diğer önemli bir nokta ise gezegenleri kullanış biçimlerinden geçmekte. Öncelikle Batı astrolojisinde öne çıkan bazı gezegenler (Satürn ötesi de dediğimiz gezegenler) Uranüs, Pluto, Neptün Hint sisteminde kullanılmaz. Batı astrolojisinde daha geride olan Kuzey ve Güney Ay düğümleri, Hint astrolojisinde Rahu ve Ketu olarak bilinir ve oldukça önemli bir yer edinirler. Bu iki düğüm karma ile yakın bağlantılıdır.
Asıl büyük fark…
Aslında Hint astrolojisi ile Batı astroloji arasında ki en önemli fark bu iki sistemin hayatı farklı yorumlamasından gelir.
Öncelikle Hint astrolojisi “Ruhun bir yolculuğu” olduğuna inanır. Hint astrolojisine göre hepimiz birbirimizden bağımsız bireyler değilizdir. Hepimiz ortak bir alana bağlıyız, yani evrene! Dolayısı ile bu dünyaya geliş amacımız, hayatı kavrayış biçimimiz, ruhumuzun hangi yollardan geçtiği ve geçeceği, tekâmül sürecimiz bu alan için daha yoğun öne çıkar.
Güneş egomuz ve kimliğimizdir. Dolayısı ile bireyselliğimiz, kişiliğimiz, hayat enerjimiz Batı astrolojisinde daha yoğun vurgulanırken, Hint astrolojisi ruhun yolculuğuna ve karmamıza dönük hareket eder.
Aslında bu iki astroloji türü arasında teknik olarak gezegenleri ele alış biçimden, yorumlamaya kadar birçok ayrı kulvarlar vardır ama sonuçta her ikisi de binlerce yıl öncesine dayanan bu kadim yorumlama sanatı, kendi yolculukları sırasında özellikle Batı biraz daha fazla değişime uğramış ve zamanla aralarındaki bakış açısı değişmiştir. Hint astrolojisi klasik formunu uzun süre koruyarak hayatın içindeki varlığını daha yoğun sürdürmüştür diyebiliriz. Şöyle ki, Batı astrolojisi özellikle 19. Yüzyıl ile birlikte hayatın içindeki seçkin yerini kaybetmeye başlamış ve Batı insanının kişisel gelişime yoğunlaşmasıyla içindeki psikolojik yorumlar öne çıkmışken, Hint astrolojisi bilhassa Hindistan’daki varlığını ve gücünü özünden fazla ayrılmadan sürdürmeye devam edebilmiştir. Öyle ki, geleneksel kıvamı bozulmak bir yana daha yoğun gelişme gösteren Doğu sisteminde, astroloji hayatın içinde var olmaya ve önem görmeye devam etmiştir.
Bu konunun temelinde sanırım özellikle kilisenin güç kazandığı dönemlerde dinsel ve bilimsel olarak astrolojinin Batı’da küçümsenerek hatta dinsel açıdan şeytan işi olarak gösterilmeye başlanması da yatmaktadır. Doğu da ise bu reddediş hemen hiçbir dönemde yaşanmadığı gibi, aksine özellikle Hindistan da astroloji hem devlet eliyle, hem de halk arasında statü olarak destek görmüştür. Öyle ki Hint toplumunda yüksek yere sahip birçok kişinin aynı zamanda astroloji ile yakından ilgilenmesi normal karşılanırken, Hindistan için önemli birçok adımın, bağımsızlığının ilanı gibi, astrolojik olarak araştırılarak tespit edildiği bilinmektedir. Böyle bir bakış açısı Batı’da oldukça uçuk bulunabilecek yaklaşımlardır.
Sonuçta astroloji insanın bilimi ve matematiği keşfettiği dönemlerle birlikte, binlerce yıllık bir geçmişe dayanan, içinde ciddi emek ve bilgelik barındıran, hayatın algılanmasında önemli bir kapı aralayan özel bir alandır. İster Batı, ister Hint ekolünü, hangisini benimserseniz benimseyin, astroloji sonuçta evrendeki büyük yolculuğumuzda farkındalıklarımızı artıran belki de en önemli araçlardan biridir.
Yolculuğunuzun sevgi ve mutlulukla devam etmesi dileklerimle…
Şebnem Ekşib
©Şebnem EKŞİB Yazının tüm hakları saklıdır. İzin almadan ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz ve kopyalanamaz.