TBMM Genel Kurulunda, Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi kabul edildi.  Karar saat 20:55’te açıklandı. Şimdi bu anın haritasına bir göz atıp, bu kararın bize neler getireceğine dair yaklaşımlarda bulunalım.

 

Haritada Koç burcunun 27. derecesi yükselmekte. Koç burcu kararlılık ve inisiyatif alabilme cesaretiyle ilişkilendirilir. Koç burcu, savaşmakla alakalı olduğu kadar, savunmakla da alakalıdır. Haritanın eksenlerini öncü burçların kesiyor olması, bu kararın stratejik, kimliği ön plana çıkaran, risk alan ve önemli amaçlara hizmet eden bir karar olduğunu göstermekte.

 

             

 

Yükselen burcun yöneticisi Mars ve yücelme yöneticisi Güneş 6. evde Başak burcunda yerleşmiş durumdalar. Dünya astrolojisinde 6. ev, Silahlı Kuvvetler ile alakalıdır. Yükselen burç yöneticilerinin bu yerleşimi, konuyla direkt olarak alakalı. Mars Başak burcunda, askeri konularda dikkatli, kontrollü, planlı ve stratejik hareket edileceğini gösteriyor. Yöneticisi Merkür de 6. evde olunca, Mars’ın gücünü arttırıyor. Benzer şekilde Güneş’in de gücünü arttırıyor. Bu da, Silahlı Kuvvetlerin, konuyu iyi yöneteceğini, gereksiz riske girmeyeceğini, iyi araştıran ve sorgulayan, nerede ne yapılması gerektiğini iyi bilen, ayakları yere basan bir profil izleyeceğini gösteriyor. Üç gezegenin Başak’ta ve 6. evde yerleşmiş olması, çok iyi strateji izlenecek bir döneme doğru gidildiğini gösteriyor. Her atılacak adım, önceden çok iyi planlanacaktır!

 

Askeri stratejiler ve askeri yönetim açısından bir sorun gözükmüyor. Fakat, hükümetin ve mecliste bu kararı alan milletvekillerinin eleştiri ve tepki alacağı aşikar. Zira, 10. evin (Hükümet ve Başbakan) ve 11. evin (Meclis) yöneticisi Satürn zararlı olduğu Aslan burcunda yerleşmiş durumda ve halkın genel göstergesi olarak 11. evde yerleşmiş Ay ile karşıt açı yapıyor. Ay’ın ilk hareketi, 11. evde yerleşmiş Neptün ile birleşmesinden sonra, Satürn ile karşıt açı yapmak olacak. Gerek halktan, gerekse muhalefetten, Meclis’in aldığı bu karara ve bu kararı destekleyen hükümete karşı önemli eleştiriler ve çıkışlar var. Özellikle halk, bu kararı önemli boyutta protesto edebilir.

 

7 Eylül Perşembe günü, saat 21:51'de, Balık burcunda Parçalı Ay Tutulması meydana geliyor. Tutulmalar bazen stresli bazen de olumlu sonuçların ortaya çıkmasını hızlandırırlar. Daha önce fark etmediğimiz şeylerin farkına varmamızı sağlarlar. Bir şeylerin altında yatan etkenlerin açığa çıkmasına yol açarlar. Büyük olayların gerçekleşeceğine işaret ederler. Genellikle kontrolün elde olmadığı kadersel etkileri gösterirler. Önemli karar ve girişimleri, tutulma zamanlarından uzak tarihlere denk getirmekte fayda vardır. Fakat, ne kadar ilginçtir ki, bu önemli karar, tam da tutulmanın etkili olduğu dönem içerisine girdi. Bu yüzden, her ne kadar kontrollü ve güçlü strateji ile hareket edilecek ise de, şurası aşikar ki, kontrol dışında gelişecek faktörler de devrede olacak!

 

Tutulma haritasını, TC haritası üzerinde değerlendirdiğimizde, tutulmanın, haritamızın eksenlerini çok sıkı bir şekilde tuttuğunu görüyoruz. Bu karar bizim için adeta hayati bir önem taşıyor ve hızlı gelişmelerin olacağı bir döneme giriyoruz…

 

         

 

Haritada ilk dikkatimi çeken şey, transit Mars’ın, haritamızın yükselen yöneticisi olarak ve doğası gereği halkımızı temsil eden Ay’a sıkı bir şekilde kare açı yapıyor olmasıydı. Mars, provokasyon, şiddet, terör ve savaş demektir. Bu sert açı birkaç şeyi gösteriyor:

 

* halk bu karara tepki gösterecek

* gizli düşmanlarımız devreye girecek

* güvenliğimizi tehdit eden şeyler devrede olacak

 

Transit Satürn’ün, haritamızın Venüs’üne sert açı yapıyor olması da, bir taraftan yönetimi temsil eden kişilerin sıkışacağını ve zorlanacağını, eleştirilerle ve tepkilerle karşılaşacağını işaret ederken; diğer taraftan, borsanın (5. ev konusu) bu durumdan olumsuz etkileneceğini; başka bir yönden bakıldığında ise, tatil beldelerine ve turizme yönelik (5. ev konusu) güvenlik tedbirlerinin daha sıkılaştırılmasının gerekliliğini gösteriyor. Halen 4. evimizde hareket etmekte olan transit Mars da, henüz topraklarımızdaki huzursuzluğun ortadan kalkmadığını işaret ediyor.

 

 

Öner Döşer, A.M.A.

5 Eylül 2006, Caddebostan