Satürn-Uranüs karşıtlığının kendisini güçlü bir şekilde hissettirdiği, zorlu bir dönemden geçmekteyiz. Daha önceki yazılarımda ve Dönüşüm Zamanı kitabımda da belirttiğim gibi, tarihte bu iki gezegenin karşıtlığı beceriksiz devlet yönetimlerinin sergilendiği, dönemin liderlerinin sorunlarla başa çıkmakta zorlandığı veya aciz kaldığı, büyük devletlerin çatırdamalar yaşadığı, grevlerin, darbelerin, doğal felaketlerin etkin olduğu zamanlara denk gelmektedir. Bu ikilinin karşıt açısı 2008 yılında etkisini göstermeye başladı ve 2010 yılı 26 Temmuz’unda son kez kesinleşerek güçlenecek ve sonrasında zayıflayarak 2011 yılı başlarında etkisini kaybedecek. Bu ara dönemde bu ikilinin karşıtlığının tetikleneceği zamanlarda, bu konulardaki risklerin belirginleşeceğini öngörmemiz hata olmayacaktır. 5 Nisan 2009 tarihinde Mars, Satürn ile tam karşıt dereceye gelerek, tetikleyici işlev görecek ve 15 Nisan’da Uranüs ile kavuşumunu yapacağı güne kadar, çok etkin olacak. Astrolojide açıların toleransları vardır. Bu toleranslar, transitlerde açının kesinleşeceği tarihten ortalama 5 derece öncesinden başlar; 5 derece sonrasına kadar etkinliğini korur. Bu şartlarda, bu tetiklenmenin etkin olduğu sürecin tam içerisinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Belediye Seçimleri'nin yapıldığı gün ve takip eden günlerde ortaya çıkan kargaşaları, şaibeli ve tartışmalı durumlarla ilgili yorumları hepimiz izledik, izlemeye de devam ediyoruz…
Mars ve Satürn’ün sert açıları genellikle olumsuz gelişmelerin, kavga ve çekişmelerin habercisi olarak görülürler. Bu iki gezegen, aşırı doğaları yüzünden kötücüller olarak anılırlar. Satürn Aşırı soğuk ve kurudur. En büyük kötücül olarak nitelendirilmiştir. Aşırı soğuk ve kuru doğası ile yaşamsallığın karşısındadır. Doğa olarak Güneş’le karşıt yapıdadır. Güneş hayatı, Satürn ölümü anlatır. Güneş başarıyı, Satürn ise engelleri temsil eder. Mars, aşırı sıcak ve kurudur. Kötücül etkisi Satürn kadar geniş alana yayılmadığı ve kalıcı olmadığı için daha az kötücül olarak kabul edilir. Genel olarak tüketme/harcama eğilimindedir. Ateşle ve sıcaklıkla, yangınlarla bağdaştırılır. Sorun, tartışma, şiddet, öfke, gazap ve cinayet gibi kelimelerle özdeşleşir.
Klasik astrolojide Mars-Satürn kavuşumları ve karşıtlıkları dikkatle gözlenmiş ve özellikle dünya astrolojisinde öngörüsel olarak sıklıkla kullanılmışlardır. Bu birleşmeler ve karşıtlıklar savaşlarla, doğal felaketlerle ve ölümlerle ilişkilendirilmiştir. Ingress haritalarda (Güneş’in öncü burçlara giriş haritaları) bu birleşme veya karşıtlıklar köşe evlere düşüyorsa veya önemli açısal bağlantılar kuruyorsa, etkisi daha da belirgin olacaktır.
Ankara’ya göre çıkartılmış astroloji haritasında bu karşıtlık köşe evlere düşmemektedir. Ama dikkat çekici bir biçimde 12. ve 6. evleri karşı karşıya getirmekte; gezegenlerin çoğunluğu 12. eve düşmektedir.
Bu karşıtlığın kesinleşeceği 5 Nisan tarihinin hemen akabinde, ABD Başkanı Barack Obama Türkiye’ye geliyor. Bu ne anlama gelmektedir?
Dünya astrolojisinde 12. ev toplumu etkileyen perde arkası oyunlarla ilişkilendirilir. Dolayısıyla Obama ile yapılacak görüşmelerde (Merkür 1. evde ve Güneş'le birleşiyor) ülkemizi yönetenlerin çok dikkatli olmaları, ülkemizin geleceğini ilgilendiren konularda atılacak adımları çok iyi belirlemeleri, kısacası masaya daha güçlü oturmaları gerekiyor. Obama’nın Türkiye’ye gelişi ile ilgili bazı açıklamaları hepimiz basın aracılığıyla takip ediyoruz. Ama haritada bu kadar 12. ev vurgusu olduğuna göre, sanırım bunlardan bazılarını bizler, yani halk, en azından yakın vadede net olarak bilemeyeceğiz.
12. ev gizli düşmanlıklarla, gizli örgüt ve art niyeti olan kuruluşlarla ve kişilerle, suikastlarla ilişkilendirilir. Bu şartlarda Barack Obama’nın çok iyi korunması gerekiyor dememize gerek yok sanırım; zira zaten çok iyi korunacağını hepimiz biliyoruz. Obama’nın astrolojik haritasında Mars 22 derece Başak burcunda ve 8. evde yerleşimdedir. Bu derece Uranüs tarafından çok dar bir toleransla karşıt açı alıyor ve Mars-Satürn karşıtlığının etki alanına yakın düşüyor. Transit Jüpiter yükselen burçtan geçiş yapıyor ve genel astrolojik yaklaşımlara göre, Jüpiter’in bu geçişi harita sahibini olumsuzluklardan korur ve ona şans verir. Ama klasik astrolojide önemli bir kural vardır. Bir gezegen, radix (kök) haritadaki yerleşimini, transitte diğer evlere taşır. Obama’nın astrolojik haritasında Jüpiter 12. evde yerleşimdedir…
Türkiye ne zaman önemli konukları ağırlasa, trafik alt üst olur, çoğumuzun işleri ve planları aksar. Dün akşam seyrettiğim bir akşam haberinde şöyle bir başlık vardı: “Eyvah Obama Geliyor!”. Şimdiye kadar bu tür ziyaretlerin üstesinden yüzümüzün akıyla çıktık. İnşallah bu önemli ziyaretten de yüzümüzün akıyla çıkarız…
2009 yılbaşı öncesinde gerek yazdığım köşe yazılarında, gerekse UzmanTV’ye verdiğim röportajlarda Türkiye’nin dikkat çekeceği ve öneminin daha vurgulanacağı, uluslar arası ilişkilerinde başarı kaydedeceği bir yılda olduğunu vurgulamıştım. ABD Başkanı’nın Türkiye’yi ziyareti de bunun önemli bir kanıtıdır kanımca. Ama bu süreci ve sonrasını çok iyi yönetmek gerekiyor…
Uzman TV 2009 Yorumlarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.astrolojigazetesi.com/?mode=reading&nID=1599
Öner Döşer,
3 Nisan 2009 Cuma,
Caddebostan