Natal haritalarımızdaki Merkür ve Ay'ın Güneş'e göre konumları ve hızları bilgiyi algılama ve hafızamıza depolama tarzımızı belirlemektedir. Bu üçü arasındaki korelasyon mantal kimyamızı oluşturmaktadır.
Ay 24 saat içinde ya 12°'den biraz daha az veya 15°'den biraz daha fazla bir hız içerisinde seyir etmektedir. Doğum anında Ay'ın hızı 13°10'dan az ise, yavaş hareket ettiği kabul edilir. Eğer doğum anındaki Ay'ın hızı 13°10'dan fazla ise, kişinin algıları normalden daha açık olacak ve istenilen bilginin yanında gerekli olmayan detayları da emmesine sebep olacaktır. Eğer Ay'ın hızı 13°10'dan daha az ise, bu sefer kişi sadece belli bir noktaya odaklanacak, konunun dışındaki yan ögeleri algılamayacaktır.
Örnek olarak, Ay'ı yavaş hareket eden bir kişiyi mutfağa gönderip bir bardak su isteyecek olursak, kişi sadece bardağa ve sürahiye kitlenecek diğer detayları görmeyecektir. Ay'ı hızlı olan bir kişi ise, duvar kağıdının deseninden bulaşık deterjanının markasına kadar pek çok alakasız bilgiyi de algılayacaktır. Merkür'ü güçlü bir pozisyonda yerleşmiş veya 3. evi kalabalık bir kişi için bu durum hem memnuniyet verici hem de dikkati dağıtıcı bir faktör olabilir. Marc Edmund Jones ve Mathilda Shapiro araştırmaları neticesinde şu önermelerde bulunmuşlardır.
Kişinin duyularıyla (Ay) algıladığı bu bilgileri nasıl depolayacağı ise, Merkür'ün Güneş'e göre konumu ile alakalıdır. Eğer Merkür Güneş'in önündeyse, bilgiler özensiz bir şekilde hafıza bankasına atılacaktır. Eğer Merkür Güneş'in arkasında ise, o zaman bilgiler bir Başak insanı titizliği ile kontrol edilecek, ayıklanacak ve yalnızca eksik ve yerinde bilgiler hafızada ilgili bölüme yerleştirilecektir.
Ay yavaş (az done) ve Merkür Güneş'in önündeyse (özensiz depolama) veya Ay hızlı (çok done) ve Merkür Güneş'in arkasındaysa (titiz depolama) sorun teşkil etmez. Ancak, Ay'ın hızlı, Merkür'ün de Güneş'in önünde konumlandığı durumlarda artmış olan iş yükü ve bilgiyi kuralsız depolama teknikleri sayesinde kişinin değerlendirmeleri karmaşık bir mantık düzeni izleyebilir. Düşüncelerinde açık ve düz bir mantık deseni yakalamak zor olabilir. Sebeplerden anlamlı bir sonuç elde etmesi zorlaşabilir.
Bir diğer uç da, Ay'ın yavaş Merkür'ün de Güneş'in önde olmasıdır. Bu konumda kişi zaten seçici olarak aldığı doneyi hazmederek itina ile hafızaya yerleştirir ki, çoğunlukla düşünce insanları böyle kişilerden çıkar. Bu kimseler bildiklerinden emin, sıralı mantık çerçevesince düşünebilen ve sonuca varabilen kişiler olur.
Bu bulgulara ek olarak, Al H. Morrison Merkür'ün geri veya düz harekette olmasının da sonucu etkilediğini belirtmektedir. Buna göre; Merkür geri hareketindeyken bilgilenme genellikle skeptik denebilecek bir sorgulama kriterine dayandırılarak yapılmakta, Merkür düz ve nispeten hızlı iken, eleştirel bakış yerini fikren daha kolay adapte olabilme, karşısındaki ile aynı fikirde olmasa da farklı görüşleri anlayabilme potansiyeli vermektedir.
Morrison'un, natal haritalarımızla sabitlenen bu durumların kaçınılmaz bir kader olmadığı yönünde bulguları da vardır. Özellikle gün eşittir yıl hesabına dayandırılarak yapılan ikincil ilerlemelerde doğum anındaki Ay, Güneş ve Merkür pozisyonları ve hızları değişebilmekte ve bizim yukarıda sıralanan durumlardan bir diğerini deneyimlememize olanak tanımaktadır. Yanı sıra, kişinin tabi olduğu gerek, psikolojik ve duygusal gerekse, eğitsel ve çevresel atmosfer de önerilen sonuçlarda sapmalara neden olabilir.
Kaynak: The Mountain Astrologer, Oct/Nov 2009, 147 Mental Chemistry, İnterpreting the Speed and Position of Mercury and the Moon isimli makaleden özetlenmiştir.
Yeşne İREN,
25 Kasım 2009
ASTROLOJİ OKULU