SEZARYEN İLE GERÇEKLEŞEN DOĞUMLARIN, ASTROLOJİK AÇIDAN KİŞİ HARİTALARI ÜZERİNDEKİ OLASI ETKİLERİ
Günümüzde modern tıbbın ve teknolojinin ilerlemesine paralel olarak, anne adaylarının birçok nedenden ötürü normal doğum yerine sezaryen doğumu tercih etmelerinin, yenidoğanlar üzerinde astrolojik açıdan etkileri olabilir.
Klasik Astrolojide; kişinin ‘Doğum Haritası’ değerlendirilirken öncelikli olarak, haritanın gece mi? gündüz mü? haritası olduğuna bakılır. Bu bilgi gezegenlerin gücünü saptamamıza olanak veren sektleri belirlememizi sağlar. Kısaca değinecek olursak; haritadaki gezegenlerin doğalarını doğru ve olumlu bir şekilde ortaya koyabilmeleri için; eğer gündüz gezegeni ise gündüz sektinde, gece ise gece sektinde yer almalıdırlar. Örneğin Güneş, Satürn ve Jüpiter gündüz gezegenleridir ve gündüz sektinde doğalarını güçlü bir şekilde ortaya koyacaklardır keza gece gezegenleri olan Ay, Venüs ve Mars ise gece sektinde kendi doğalarını kuvvetli bir biçimde sergileyeceklerdir. Merkür için ise duruma göre değişir. Eğer Güneş’ ten önce batıyorsa gündüz gezegeni, Güneş’ ten sonra batıyorsa gece gezegenidir.
Bu bilgiler ışığında gezegenlerin sektlerine göre ufkun altında veya üstündeki yerleşimlerini tespit ederiz. Gündüz gezegenleri ufkun üstünde, gece gezegenleri ufkun altında yerleşmişlerse doğru yerleşimdedirler. Son kural olarak gündüz gezegenleri eril burçlarda yerleşir ve gece gezegenleri de dişil burçlarda yerleşir iseler o zaman Hayz olurlar ki doğalarını doğru ve çok güçlü bir şekilde sergilerler. Ancak diyelim ki Ay, Venüs veya Mars, Güneş ile aynı yarımkürede yerleşmişler ise kendilerine ait sektlerinde olmadıkları için güçsüzleşeceklerdir ve sorun çıkarmaya meyilli olacaklardır. İşte bu durum yazının konusunu teşkil edecektir.
Sezaryen ile yapılan doğumların yadsınamayacak kadar büyük bir kısmı hafta içi ve sabah 08:00 ile 17:00 arasında mesai saatlerinde yapılmaktadır. Dolayısı ile Cumartesi (Satürn günü) ve Pazar (Güneş günü) günleri doğan bebek sayısı neredeyse yok denecek kadar azalıyor ki doğru orantılı olarak nüfus dengesinde bu özelliklerde olan kişilerin sayısında da belirgin bir düşüş oluyor. Senelerdir sayısı artarak yapılan sezaryen doğumları göz önüne aldığımızda bir nesili etkileyecek boyuta ulaşabilme potansiyeli açığa çıkmaktadır. Örneğin pazar günü doğanlar hayat enerjisi yüksek, kendi kararlarını alan ve hakkını koruyan, liderlik vasıfları yüksek, yaratıcı, sıcakkanlı vs. özellikler sergilerken (tabii haritada diğer yerleşimler ve göstergeler de destekliyorsa) Cumartesi doğanlar Satürn günü olması hasebiyle sıkı çalışan, sorumluluk sahibi, olgun, zorluklar karşısında yılmayan, inatçı, etik vs. özellikler sergileyebilir.
Diğer yandan Sezaryen doğumlarda sektinde olup olmadığına göre Mars’ı ele alacak olursak, önce haritalarımızda kısaca genel olarak neyi ifade ettiğine bakalım. En temel anlamı ile Mars; hayatta kalma, var olma mücadelesini anlatır. Doğasını tehdit eden baskılara karşı koyma, direnme ve bireyselliğini korumayı anlatır. Cinsel enerjimiz, rekabet ve mücadele tarafımızdır. Cesaret, atılganlık, hareketin ve eylemin gezegenidir. Sporcuların, dansçıların, cerrahların, askerlerin haritalarında güçlüdür. Haritasında Mars’ı baskın olan kişiler başkalarının belirlediği yoldan gitmek, yönetilmek istemezler. Aynı zamanda vücudumuzun savunma ve bağışıklık sistemi ile ilgilidir. Kas sistemimizle ilgilidir. Stresli durumlarda vücudumuzun salgıladığı adrenalin yine marsiyendir. Dolayısı ile Mars’ın güçlü olması hayati fonksiyonlarımız içinde önem arz etmektedir.
Ancak Mars kendi sektinde olmadığında ve zayıf olduğunda bu sefer karanlık taraflarını göstermeye ve sorun çıkarmaya meyilli olacaktır. Korkaklık ve hakkını arayamama, güvensizlik, pasif kalmak, başkalarına karşı güç kullanmak, baskı kurmak, kavgacı, kurallara uymayan, hedeflerine ulaşmak için harekete geçememek, başkalarının hakkına saygısız, kaba saba, fevri çabuk tepki veren, öfke kontrolü olmayan, vefasız, yalancı, asi, minnetsiz vs. gibi özellikler sergileyebilir.
Klasik astrolojide Mars gezegeninin gece haritalarında daha olumlu ve yapıcı, gündüz haritalarında ise daha sorunlu ve olumsuz çalışabileceği söylenir. Herkesin gündüz doğması toplum içinde dengeyi bozabilir ve anlamlı bir değişiklik yaratabilir mi? Veya Mars Efekti çalışmasını gerçekleştiren Michel Gauquelin’ in dediği gibi ‘sezaryenle doğan çocukların istatistiksel olarak güçlü olma veya fiziksel olarak yeterince formda olma ihtimalleri daha düşük olabilir mi?
Son söz olarak;
Anne ve bebeğin sağlığı tehlikede değilse ve sezaryen ile doğumun, mecburiyet tahtında doktor kararı ile yapılması söz konusu değilse; yeni doğacaklar için doğanın planına sadık kalmak, astrolojik açıdan daha doğru ve güvenli görünmektedir.
Afet Sertaç GERÇEK
Kaynakça:
Astrolojide Temel Kavramlar Öner Döşer
Astropsikoloji Glenn Perry Çeviren: Sibel Oltulu