Venüs’ün Aydınlık ve Karanlık Yüzü

 

Venüs,  astrolojide güzelliğin, estetiğin, erotizm ve hormonların, her türlü sanatsal, mimari, dekoratif etkinin, hayatımızdaki bolluk ve bereketin sembollü olarak, yıldız haritalarımızda dünyevi ışığımızı temsil eden önemli bir gezegendir.

Gökyüzünde sabah ve akşam olmak üzere iki kere görülebilen bu gezegen, parlaklığı ve fark edilebilen ışığı nedeniyle halk arasında bir yıldız olarak algılanmış ve çeşitli kültürlerde farklı mitolojik hikâyelerle bilinirlik kazanmıştır. 

Venüs, sabahın ilk ışıklarıyla göründüğü gündüz döneminde Lucifer isimli bir tanrıçayla özdeşleşmiş ve sabah erken görünmesi daha karanlık yanını simgelemiştir. Akşam ortaya çıktığı zamanlarda ise nam-ı değer Afrodit olarak bilinmiş ve bereketinin, güzelliğinin yani aydınlık tarafının Afrodit ile bağdaştığına inanılmıştır.

Venüs ile ilgili mitolojik söylencelerden birisi Venüs’ün karanlık yüzünü temsil eden Lucifer kimliği ile Tanrı’nın kıymetli bir meleği iken, kibrine ve güzelliğinin verdiği ihtişama yenik düşerek kendini Tanrı ilan etmek istemesi ve cennetten kovularak dünyaya atılmış olması üzerinedir. Derler ki Lucifer’in düştüğü yer Afrika olmuştur. Belki de bu nedenle Afrika, binlerce yıldır bitmek bilmeyen açlık, savaş ve ölümle iç içedir. Dolayısı ile Lucifer, Venüs’ün güzelliğini kötülükle kullanan açgözlü ve dünya nimetlerine dönük, aşırı ihtiraslı yönünü temsil eder. Aynı zamanda yıkımlarında tetikleyicisi olabilir.

Afrodit ise Venüs’ün aydınlık yüzüdür. O aşkı, romantizmi ve içinde güzellik olan her şeyi sever.  En genel hikâye ise Akdeniz’in köpüklü sularında bir istiridye içinden dünyaya çıkmış olduğu yönündedir. Yine inanışa göre Akdeniz’in bolluk ve güzelliği, kadınlarının albenisi Afrodit’in Akdeniz’le olan bağlantısı ile ilişkilendirilir.

İslam da Zuhal olarak adlandırılmış, Kırgız Türkleri ona Zühre demiş ve özellikle sabahın ilk ışıklarıyla kervanları yanıltması ve fazla erken yollara düşürmesi, sonrada eşkıyalarla karşılaştırması hikâyeleri nedeniyle, eski Türkler döneminde bile, Batı’nın Lucifer olarak bildiği yönünden, yani sabah görünmesinden Türklerde pek haz etmezlermiş.

Hint mitolojisinde Shukra (Sukra) olarak bilinen Venüs ilginç bir yere sahiptir. Hindu hikâyelerine göre güçlü ve kudretli bir kral olan Venüs’ün babası güzeller güzeli kızının her istediğinin olması için elinden geleni yapıyor, kızının üzerine titriyormuş. Bir yandan da kızının güçlü ve gösterişli bir hayat sürmesini istiyormuş. Kızı bir gün bir krala âşık olmuş. Kral hemen devreye girerek Venüs’ün kralla evlenmesini sağlamış ve muhteşem bir düğünle kızının adeta tahtını kurmuş. Ama Venüs’ün kocası olan kral, kısa bir süre sonra başka bir kadına âşık olmuş ve Venüs, lüksün ve debdebenin içinde adeta mutsuzluk içinde aşk acısıyla kıvranarak yaşamış. Sonuçta kral kızına ihtişam içinde bir hayat kurarken, mutluluğunu sağlayamamış. Benzer hikâyeler, Anadolu kültüründe de oldukça yaygındır ki bu nedenle tahtını yaparsın ama bahtını Tanrı bilir denir…

Venüs içinde göz kamaştırıcı güzelliği barındıran, aynı zamanda bu güzelliğin ihtişamı ile kendi kibri ile şeytanlaşabilen, sezginin öne çıktığı ama bir taraftan da dünyevi hırslarının da bilendiği, duru ama derinliğinde çabuk kaybolabildiğiniz bir su gibidir.

Astroloji de genel kavramlarda fiziksel güzelliği, aşka bakış açımızı, sevme ve sevilme dürtülerimizi, cinsel hayatımızı, hormonlarımızı, sanatsal eğilimlerimizi, sezgisel inceliklerimizi, estetik değerlerimizi, maddi bereketimizi, lüks ve konfor eğilimlerimizi temsil eder. Ayrıca üreme ile bağlantılıdır. Erkek ve kadında üreme potansiyelini, cinsel arzuları, kadında hamilelik enerjilerini Ay ile birlikte yönetir.

Çok yumuşak ve olumlu görünen enerjisi aslında göründüğünden daha derin ve karışık etkileri de barındırır. Bu nedenle yıldız haritalarındaki duruşu oldukça önemlidir. Fazla öne çıkması, lükse ve gösterişe fazla düşkünlük ve dünyevi hayata yönelik aşırı hırs verebildiği gibi, cinsel sapmalar, cinselliğin fazlaca merkeze alınması gibi durumlara yol açabilir. Özellikle erkek haritalarında kadınlara düşkünlük veya karşı cinse yönelik eğilimlerde Mars ile birlikte çalışırsa ortaya ilginç tuhaflıklar çıkarabilir. Tabi bu durum birçok unsurla birlikte yorumlanır.

Venüs çoğunlukla güzelliği, bolluğu bereketi ile yani Afrodit yönü ile anılır ama onun Lucifer tarafının yol açtığı girdaplar hayatımızda ciddi bölünmelere ve acılara da neden olabilir. Afrodit yönü, iyi bir sevgili veya eş vererek, yaşamda maddi ve manevi bolluk ile bizi ödüllendirirken, Lucifer, güzelliğini kötüye kullanabilen, konfora ve lükse kavuşmak için her yolu mubah görebilen ihtirası ile kamçılanan kadın veya erkek yaratabilir.  Çevrenize dikkatle baktığınızda Venüs’ün Lucifer tarafı ile ruhunu esir aldığını gözlemleyebildiğiniz birçok kişiyi fark edebileceksiniz.

Hint astrolojisinde doğumdan itibaren içinden geçtiğimiz gezegen periyodları, Daşa dediğimiz dönemler vardır. Hepimiz, kendimize has olarak çeşitli gezegen dönemlerinden geçeriz. Bu dönemler yıldız haritası analizleri sırasında incelenirler. Bu gezegen dönemlerinden biriside Venüs Daşa, yani Venüs’ün gezegen dönemidir. Ortalama 20 yıl sürer. Eğer yıldız haritanızda Venüs iyi bir konumdaysa ve bu sürece denk gelirseniz hayatınızda özellikle dünyevi konularda büyüme ve gelişme zamanlarıdır. Ancak Venüs haritada zor bir aralıkta yerleşmişse, düşük dediğimiz enerjiye sahipse, bu dönem inişli çıkışlı geçebilir. Diğer yandan Venüs dönemleri her durumda dikkatli incelenmeli ve Venüs’ün iyicil yanının ardında saklı olan gölgeli yüzünün iyi değerlendirilmesi gerekir. Zira Venüs, aşkın acılarıyla beslenmiş birçok şiirin ilham kaynağıdır aynı zamanda. Size tahtınızı verebilir ama Hintli Kral’ın kızına uğraşmasına rağmen bir türlü veremediği bahtı eksik bırakabilir. Belki de yaratıcı Venüs enerjisini bu nedenle ikiyüzlü yaratmıştır. Kim bilir, kadim dillerin şifrelerini çözerken, bize mutluluğun bedende veya konfor da değil, sadece içimizde saklı olduğunu anlatmaya çalışıyordur.

Venüs’ün bolluk ve bereketi ile hayatınızın sürmesi dileklerimle.

Sevgiler.

Şebnem Ekşib

www.sebnemeksib.com.tr

©Şebnem EKŞİB  Yazının tüm hakları saklıdır. İzin almadan ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz ve kopyalanamaz.