Leonardo Da Vinci

Ressam, müzisyen, matematikçi, filozof, mimar, mühendis, heykeltıraş…

Çok yönlü bir kişilik, birçok alanda işler yapmış ve ismi yaşamından günümüze dek varlığını sürdürmüştür. Ölümsüz eserler bırakmıştır.

Yükselen Yay burcu Da Vinci’ye geniş bir bakış açısı veriyordu, ufkunu genişletmek, kendini yenilemek ve sınırlarını aşmak, yeni işler peşinde olmak, yeni olanaklar yaratmak istiyordu. Kısacası çok yönlü bir kişilikti…

Asaletli yerleşen Balık burcundaki Jüpiter yine çok yönlülük katmaktaydı. Evrenle bütün, sanatsal, ileri görüşlü, kendini ve maddeyi aşmış, egolarından arınmış ve bilgiye, bilgide çoğalmaya, üretmeye eğilimli… 3.evde yerleşen Jüpiter yine çok yönlü çalışma, bir konuya odaklanmaktansa birçok konuda bilgi sahibi olma arzusu vermiştir. Yay’dan ve Balık’tan gelen seyahat arzusu, yer değişimlerini,öğrenme ve öğretme arzusunu beraberinde getirmiştir.

10. ev kariyer ve toplumsal alanda yarattığı imajı sembolize etmekte. Burada yerleşen iki gezegen görülmekte; Satürn asaletinde ve yüceldiği Terazi burcunda, Terazi sanatsal temaları, görsel algının hoşluğunu ifade etmekte, Satürn ise bu algıya biçim veriyor. Da Vinci eserlerini kalıcı ve gerçekçi biçimde ortaya koyuyordu. Aynı zamanda gerçeklerden esinleniyordu, iyi bir gözlemciydi. Sanatına yön verdi fakat hiçbir zaman kendini yeterli görmedi. Başarılı çalışmalarına rağmen yeteri kadar iyi olmadığını düşündü ve bunun üzerine ölürken son sözleri  ” Çalışmalarım olması gereken kaliteye erişemediği için Tanrıyı ve insanlığı gücendirdim. ” olmuştur. ( timetürkten alınıtı.) İlahi olana ve insanlığa ne kadar önem verdiğini burada ASC (ascendant / yükselen) Yay burcundan ve 3. Evdeki Jüpiter Balık burcu yerleşiminden açıkca görmekteyiz. Da Vinci bunların yanı sıra heykeltıraş, mimar ve mühendislikte yapmıştır, matematikte de son derece başarı göstermiştir. Burda meslek göstergesi olarak Satürn’ ün etkilerini görmekteyiz.
10.evde yerleşen bir diğer gezegen ise Neptündür. Terazide yerleşmiş olan hayallerin gezegeni onu sanatsal konulara çekmiştir. Sanatına ilahi ve yaratıcı bir boyut katmıştır. Kendini yetersiz görmüş olsa da eserleri günümüze kadar gelmiştir.

Da Vinci evlilik dışı bir çocuk olarak dünyaya gelmiştir. Yaşadığı dönemde evlilik dışı doğanlar üniversiteye gidemiyordu, belkide bu onun ufkunu daha da şaha çıkarması için küçük bir engel olmuştu. Hayallerini hayata geçirebilmek ve yaratıcı gücü kullanabilmek hiçbir şeyden üstün olamazdı ve o bunu başardı…

Boğa burcunda 5. evde yerleşen Güneş; kararlılık, sanatsal konulara eğilim, doğa ananın bir parçası oluşunu benimseme ve hobilerini birçok alanda hayata geçirme imkanı veriyordu. Balık burcunda 3. evde yerleşen Ay; evrensel, sanatsal temaları,çalışma ve ilköğretim derecesinde eğitim alma olasılığını veriyordu ve bu onun için yeterliydi. Da Vinci kendini buradaki Jüpiter etkisi ile üniversiteye gitmeksizin geliştirebildi.

2. Evde Kova burcunda yerleşen Mars entelektüel bakış açısını vermekte, özgür ruhu ön plana taşımakta ve bilimsel konulara eğilim göstermekte, bilim için, toplum için çaba sarf etme güdüsü getirmektedir. Mars tepede yerleşmiş olan Satürn’e üçgen açı yapıyor bu açı arada rahat akışı sağlayarak toplum için, insanlar için, tüm çabasıyla kendi değerlerini ortaya koymak için, sanatsal inşaalar yaratmasını sağlamıştır. (Satürn Terazi 10. ev). Silah tasarımından, makine tasarımına kadar, kale, kanal yapımlarına kadar kendini işlerine adadı.

Çok yönlü ve yeni arayışlara yatkın oluşu işlerini hemen teslim edememesine neden oluyordu. Bunlardan ziyade anatomi alanına da ilgi duyuyordu ve bu alanda da çalışmalar yapıp öğrenciler yetiştirdi. Gözlemlediği şeyleri büyüleyici bir şekilde resmediyordu bunlardan bazıları insan anatomisiyle de ilgiliydi.

Koç Merkür’ü; oldukça taze bir düşünce tarzıyla her zaman yeniye duyduğu arzu ve ilerlemesini kolaylaştırırken, Boğa Venüs’ü onu her zaman sanata aşkla bağlamıştır…

Saygı ve sevgilerimle.

Yağmur Buse Beydemir

Astro Art Astroloji Okulu öğrencisi

 


Kaynaklar: