PLÜTON KOVA’YA GEÇİYOR: TOPLUM BİLİNCİ UYANIYOR

Astroloji camiasında şimdiye kadar söylenen değişim ve dönüşüm belki de hiç bu kadar anlam bulmamıştı. Zira 2023 hem bireysel hem global anlamda değişim ve dönüşümün vücut bulmuş haline aday, daha şimdiden…

Astrolojinin zorlu gezegenlerinden Plüton, nam-ı diğer Hades, 2008 yılından bu yana kaldığı Oğlak burcu transitinin sonuna gelerek 23 Mart 2023 itibarıyla 20 yıl boyunca kalacağı Kova burcu seyrine başladı.

Teknik olarak Kova burcunda kısa bir süre kaldıktan sonra retro hareketiyle tekrar Oğlak burcuna geçecek olsa da, Kova burcunda ilerlemeye başladığı süre boyunca önümüzdeki senelerin adeta bir fragmanını bizlere izletmiş olup “Kasım 2024’den itibaren artık Kova sahnesi tamamen bana ait” diyecek. Bu manada bizler de Plüton’un Kova burcundaki bu kısa transitini önümüzdeki seneleri anlamak için iyi okumalıyız…

Astrolojiye jenerasyon gezegenleri kadrosundan katılan Plüton, derin ve dramatik dönüşümleri, iz bırakan krizleri anlatır. Öyle ki Plüton ile karşılaşan yapı ve bireyler için o zaman dilimi unutulmaz olur…Yapısı itibarıyla Plüton, çürümüş ve bitmesi gerekenleri yıkarken geride bıraktığı şey asla eskisi gibi olmaz. Bu nedenle de bir miktar ürkülür kendisinden, ancak elbette ilahi plandaki rolü gereği Plüton bizim bırakmakta zorlandığımız, direndiğimiz, çürümüş olan şeyleri elimizden alarak yerine başka bir düzen bırakır, “ya da buna mecbur bırakır…”

Belki de bunu en iyi anlatan şey Oğlak burcuna henüz girdiğinde yaşanan 2008 küresel ekonomik kriz ve yakın zamanda meydana gelen Covid-19 süreci ve ardından hiçbir şeyin eskisi gibi ol(a)madığı…

Plüton izini öyle derin bıraktı ki, dünya artık eskisi gibi olamıyor, ne ekonomik ne siyasi anlamda…

Şimdi Kova burcuna geçti ve Kasım 2024’den itibaren uzunca bir süre tamamen Kova’da kalacak olan Plüton, bu kez Kova semboliklerinden adalet hak ve özgürlükler, anayasal güvenceler, dernek cemiyet ve STK’lar, toplumsal hayat, bilim-teknoloji, uzay/astronomi ve astrolojiyle ilgili önemli izler bırakmaya geliyor.

Tüm bu alanlarda çürümüş olan düzen ve yapılar yıkılmaya ve dönüşmeye mahkûm olurken aynı zamanda hem bireysel hem de ülkeler bazında artık, insan ve insan hakları, özgürlükler gündeme oturacak, kolektif anlamda yaşanacak uyanışla (tüm dünyada baskıcı yönetimlere/sistemlere karşı) büyük kitlelerin oluşturduğu isyanlar sonucu insan haklarıyla ilgili kazanımlar/anayasal haklar elde edilecek, rejimler değiştirilecek, diğer yandan ise çığır açıcı nitelikte teknolojik ve bilimsel icatlar hayatımıza girecektir.

Bunların dışında Plüton Kova, dijital para sistemlerinde de büyük dönüşümlere yol açacak ve bu paralar artık daha sistemli ve devletler eliyle hayatımızda (çok daha fazla) yer bulacaktır. Bu manada hepimizin hep de şikâyet ettiği kapitalist sistem tamamen çökerek yerine insan, bilim ve teknoloji odaklı yeni bir sistem inşa edilecektir.

Tüm bunlarla beraber astronomi, astroloji, bilim ve teknolojinin, icatlar ve mucitlerin burcu olan Kova’daki Plüton ile önümüzdeki 20 yılda yepyeni bilimsel ve -astrolojiyi de ilgilendiren- astronomik icatlar da hayatımıza girmeye aday konular arasında yer alıyor.

Olumsuz tarafında ise Plüton manipülasyonu da anlatan bir gezegen olduğundan, tarih boyunca yapısı gereği insanlık olarak manipülasyonlara da maruz kaldık ne yazık ki…

Nasıl ki Oğlak burcundaki Plüton ile zaman zaman devletlerin ve ekonomik sistemlerin bizi baskı altına alıp manipülatif hareketlerine şahit olduysak şimdi Plüton Kova seyrinde de benzer şekilde bilim ve teknoloji adına manipülasyonlar yaşayabiliriz. Bu bakımdan bu süreç, şimdiye kadar teknoloji ve bilimi kendi çıkarları doğrultusunda kullanan, tabiri caizse bilim yobazı olan kitleleri/yapıları da gözler önüne serip çürütecektir.

Tüm bu etkiler bir yana Plüton’un hava burcu olan Kova transitinde büyük yıkıcı hava olaylarına da şahit olabiliriz.

Plüton Kova seyri boyunca ülkemize ne olacak dersek; dış borçlar, ödemeler, vergi ve faizler, bankacılık ve yer altı kaynakları gibi konuların gündemde yer bulacağını söyleyebiliriz.

Plüton döngüleri ortalama olarak 248 yılda bir gerçekleştiği için bir önceki Plüton Kova transitine baktığımızda 1778-1798 tarihleri karşımıza çıkar.

Astrolojik olarak diğer gezegen döngülerinde olduğu gibi bu dönemi de anlamak için bir önceki Plüton Kova transitinde neler olduğuna bakmak, önümüzdeki süreçte yaşayacaklarımız hakkında fikir sahibi olmak adına önem arz etmektedir.

1778-1798 yılları arasında öne çıkan bazı olaylar ise şu şekilde:

1778

  • 6 Şubat: Fransa, Amerika Birleşik Devletleri’ni tanıdı ve dostluk anlaşması yaptı.

1780

  • 10-16 Ekim 1780 – Karayipler’de gerçekleşen kasırgada en az 22.000 kişi öldü.

1781

  • 13 Mart: Astronom William Herschel, İngiltere’nin Bath şehrinde, kendi inşa ettiği teleskobuyla yeni bir gök cismi keşfetti.

Gördüğünün yeni bir Kuyruklu yıldız olduğunu düşündü, fakat daha sonraki gözlemler, bu cismin yeni bir gezegen olduğunu ortaya çıkardı. Gezegene “Uranüs” adı verildi.

  • 9 Nisan: Astronom Charles Messier Sombrero Gökadası’nı keşfetti.

1782

  • 21 Ağustos: İstanbul’da akşam saatlerinde çıkan ve iki buçuk gün süren yangın binlerce binayı ve şehrin yarısını yok etti. Yüzlerce insan öldü.
  • 14 Aralık: Montgolfier Kardeşler ilk kez Fransa’da bir sıcak hava balonunu yaklaşık 2 km uçurdu.

1783

  • 8 Nisan: 1441’den beri varlığını sürdüren Kırım Hanlığı, II. Katerina’nın emriyle Rus İmparatorluğu tarafından ilhak edildi.
  • 27 Ağustos: Jacques Charles ile Robert kardeşler tarafından tasarlanan hidrojenle dolu ilk gaz balonunun ilk uçuşu gerçekleştirildi.
  • 3 Eylül: Paris Antlaşması ile Büyük Britanya, Amerika Birleşik Devletleri’nin bağımsızlığını tanıdı.

1785

  • 7 Ocak: Fransız Jean-Pierre Blanchard ve Amerikalı John Jeffries, bir hidrojen gazı balonuyla İngiltere’nin Dover kentinden Fransa’nın Calais kentine seyahat ederek Manş Denizi’ni hava yoluyla geçen ilk kişiler oldular.
  • 28 Aralık: NGC 2022 bulutsusu Frederick William Herschel tarafından keşfedildi.

1786

  • 27 Nisan: İngiliz astronom William Herschel keşiflerinin ilk listesini içeren Bin Yeni Nebula Kataloğu ve Yıldız Kümeleri’ni yayınladı.
  • 10 Haziran: Çin’in Siçuan eyaletindeki Dadu Nehri üzerindeki bir baraj, bir depremin neden olduğu heyelan nedeniyle çökerek 100 bin kişinin ölümüne neden oldu.

1787

  • 1787’de Bağımsızlıklarını ilan eden koloniler, içişlerinde serbest eyaletlerden oluşan ABD’yi (Amerika Birleşik Devletleri) kurmuşlardır.

1789

  • 14 Temmuz: Paris hapishanesi Bastille düştü.

Bu olay Fransız Devrimi’nin başlangıcı kabul edilir!

  • 26 Ağustos: Fransa Meclisi, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni kabul etti.
  • 1789’da tarihi tam bilinmese de ilk anayasa ABD ‘de kabul edilmiştir.

1793

  • 21 Ocak: Fransa Kralı XVI. Louis giyotinle idam edildi.

Bunun sonucunda Büyük Britanya, Hollanda ve İspanya Fransa’ya savaş açtı.

  • 23 Ocak: Rusya ve Prusya, Polonya’yı bölüştü.
  • 1 Şubat: Fransa, Büyük Britanya ve Hollanda’ya savaş ilan etti.
  • 13 Mayıs: Fransa’da Devrimci Cumhuriyetçi Kadın Yurttaşlar Kulübü kuruldu.
  • 21 Eylül: Fransa’da cumhuriyet ilan edildi.
  • 16 Ekim: Fransa Kraliçesi Marie Antoinette idam edildi.
  • Philadelphia’da sarı humma salgını yaşandı. Salgında 5 bin veya daha fazla insanın öldüğü resmi olarak belgelendi.

1794

  • 4 Şubat: Birinci Fransız Cumhuriyeti meclisi köleliği kaldırdı.
  • Haziran-Temmuz: İtalya’da Vezüv Yanardağı patladı, Torre del Greco kasabasını yok etti.

1796

  • 4 Kasım 1796 – Osmanlı Devleti, Trablus Antlaşması sonucunda Amerika Birleşik Devletleri’nden vergi almaya başladı. (Bitişi:1812)

1797

  • Venedik Cumhuriyeti yıkıldı.

Tüm bunlardan yola çıkarak özetle önümüzdeki 20 yıl boyunca insanlığın çabası hak ve özgürlükler, demokratik bir yaşam biçimi için olurken, rejim değişiklikleri, büyük icatlar, anayasa değişiklikleri en çok konuşulacak konular arasında olacak.

Elbette hiçbir devrim bir anda vücut bulmaz, bu bağlamda bu süreç de sancılı olacaktır ancak aynı zamanda insanın, özgürlük ve demokrasinin değeri gerçek değeri de yerini bulacaktır.

Belki de yaşayacağımız her sancı küllerimizden doğmamız için verilen bir fırsattır…

Aydınlık yarınlara ulaşabilmek dileğiyle…

 

Nurdan YUCA