Seçim Bizim!

SEÇİM BİZİM!

29 Temmuz 2013 tarihinde gökyüzünde oluşacak Davud'un Yıldızı olarak da isimlendirilen 6 adet 60 derecelik açıdan oluşan Büyük Altmış açı kalıbının sadece rahat ve uyumlu akışı göstermediğini, bünyesinde 3 adet karşıtlığı da barındırdığı için, zıtlaşma ve gerginlik enerjisini de taşıdığından dolayı stresli olayları işaret edebileceğini yazmıştım Haftaya Bakış yazımda. Gökyüzündeki gezegen pozisyonlarının bizlere, kadersel olarak nasıl bir süreçten geçmekte olduğumuzu gösteren birer işaretçi olduğunu, ama geleceğimizi belirlemediğini, geleceğimizi, bu gezegensel etkilere ya da içinden geçtiğimiz sürece verdiğimiz tepkilerle BİZİM belirlediğimizi, daha doğrusu, verdiğimiz bireysel ve kolektif tepkilerle nasıl bir gelecek oluşturacağımızı yapacağımız SEÇİMLERLE bizim belirlediğimizi yazmıştım. Bu süreci tetikleyecek olan Yengeç burcundaki Mars-Jüpiter kavuşumunun Oğlak burcundaki Plüton ile karşıtlığını ele almış, bu zorlu dizilimde nasıl stresler ortaya çıkabileceğini, bizim bunlarla nasıl baş edebileceğimiz veya nasıl yönlendirebileceğimiz konusunda farkındalık yaratmak üzere iki türlü kullanım ve sonuçlarından bahsetmiştim: Yıkıcı kullanım, yapıcı kullanım… O yazımdan alıntı yaparak devam ediyorum…

"Yıkıcı kullanım: Mars-Jüpiter kavuşumunun Plüton ile karşıtlığı hayata bakış, din ve inançlar, etik ve ahlaki ve kültürel değerler, hukuksal ve finansal konularda (Jüpiter) çalkantı, agresyon, şiddetli eylemler, savaş atmosferi oluşmasına (Mars) ve bu agresyonun ortaya çıkmasını kışkırtan, manüple eden güç odaklarının (Plüton), insanlık üzerinde oynanan oyunların (Plüton) aktif olacağını işaret edebilir. Bunun sonucunda pek çok ülkede, özellikle halihazırda büyük agresyon yaşanan Mısır, Suriye, Tunus, Libya gibi Ortadoğu ülkelerinde bölgesel agresyon ve şiddet daha da tırmanır, büyük çaplı insan kayıpları, yaralanmalar yaşanabilir. Amerika zaten yardıma veya bölgenin istikrar kazanmasına gönüllü değil, İslam ülkeleri de bu bölgelerde yaşananlara, şiddet ve katliamlara karşı gerekeni yapmaz, politik sebeplerle ya da tüm bu olayları kışkırtan güç odaklarıyla ters düşme korkusuyla sesini yükseltmez ve halihazırda yaşanan insanlık dramı daha da büyür. içsavaşlar, bölünmeler artar. Dinsel konular veya görüşler yüzünden çatışmalar, suikastlar devam eder."18 Ağustos tarihindeyiz ve bugüne kadarki süreçte "Yıkıcı Kullanım" yönü çalıştığınız gördük hepimiz. Beklenen, büyük olasılık olan da zaten buydu deyip, işin içinden çıkabiliriz tabii. Örneğin, Mısır'da olduğu gibi yapılan katliamlara gözlerimizi kapatabiliriz. Politik veya uluslararası ilişkilerdeki menfaatler nedeniyle sesini çıkartmayan bazı ülkelerin vatandaşları gibi konuya duyarsız kalabiliriz.

Ya da…

Diğer kullanım tarzını seçeriz… Hatırlatmak için 29 Temmuz tarihli yazımdan alıntı yaparak devam ediyorum…

"Yapıcı kullanım: Mars-Jüpiter kavuşumunun Plüton ile karşıtlığının güçlü ve değiştirici enerjisini insanlık ailesi olarak sıçrama adımı olarak kullanabiliriz. Hangi inançtan, kültür ve anlayıştan olursa olsun (Jüpiter) adeta büyük bir aile gibi (Jüpiter Yengeç'te) dayanışma, yardımlaşma enerjisi içerisinde tepkiler verebilir (Mars Yengeç'te), bölgesel agresyonların üstesinden gelme yönünde eyleme geçebilir (Mars Yengeç), yaşanan katliamlara, insanlık dramına artık DUR diyebilir (Yengeç'teki Mars-Jüpiter karşıt Oğlak'taki Plüton) yozlaşmış yapı ve sistemlerin, artık bize hizmet etmeyen eski dünya düzeninin dönüşmesi yönünde büyük katkılar sağlayabiliriz (Plüton Oğlak'ta). Dayanışma içerisinde ve farkındalığı yüksek bireyler ve toplumlar olarak kışkırtarak, manüple ederek, elindeki maddi ve manevi gücü kullanarak baskı oluşturan ve insanlığın pozitif yönde gelişiminin önünü tıkayan güç odaklarının oyunlarını bozabiliriz. Bu çok zor olabilir, ama İMKANSIZ DEĞİL!"

Bu güçlü enerjiyi hangi yönde kullanacağımıza gerek bireyler, gerekse toplumlar olarak biz karar vereceğiz. Her zaman altını çizerek vurguladığım gibi SEÇİM BİZİM!…" diyerek yazımı tamamlamıştım 29 Temmuz tarihinde yazdığım yazımı. Yine aynı şeyi yazıyorum. Bana ne demeğe devam ettiğimiz sürece, bilelim ki, insanlık ailesinin bireyleri olarak bizler birinci kullanım grubuna giriyoruz!

Sevgi, ışık ve umutla!

18 Ağustos 2013, Pazar

Öner DÖŞER